Nausicaä of the Valley of the Wind

RÜZGÂRLI VADİ

Günümüzde, insan eliyle tüm tabiî dizgeleri bozulan Dünya, giderek ölgünleşiyor. Hızla, kendi yok oluşunu hazırlayan insanlık, beraberinde tüm canlılığı öldürüyor. Giderek çoğalan küresel nüfus dolayında azalan beşerî kaynaklar, baş gösteren savaşlar(yakın gelecekte yaşanacak su ve petrol savaşları), kıtlıklar, salgın hastalıklar gibi ana etkenlerle türümüz, yüksek olası sonuna koşar adım yaklaşıyor. Yakın gelecek, siyasî, iktisadî ve kültürel açılardan tam olarak nasıl bir hâl alır hiç kimse bilemez elbet; fakat bu gidişle, Dünya’mız için iyi bir nihâyet olmayacağı muhtemel… Mecnun bir ihtiyar, bir zamanlar Dünya denli gençken, kariyeri başlarında, henüz Stüdyo Ghibli’yi kurmamışken, çok manidar bir icraat gerçekleştirmişti. Ancak film yine de, Ghibli bünyesinde gösterilerek, öyle kabul edilmiştir. Başlıktan, anlayan anlamıştır; Miyazaki’den söz ediyorum tabi ki. Yukarda değindiğim, gelecek olasılığını, çok başarılı bir imgelemeden ziyade resmen önceleyen, haber veren, alttan-üstten bolca çevre dizgesel göndermeler bezeli 1984 yapımı, Nausicaä of the Valley of the Wind - Kaze no Tani no Naushika( ) Rüzgârlı Vadi, esasen 82 tarihli mangasına dayanır. Olası atide, mahşer ardılı Dünya’da geçen anime, yeryüzünü bürümüş zehirli bitkiler, mantarlarca istilâ edilmemiş çok nadir bölge olan Rüzgâr Vadisi prensesi Nausicaä'nın hikâyesini anlatan film 11 Mart 1984'te, Japonya'da gösterime girmiştir…

Dünya’yı yakıp, yıkan kıyamet savaşları üzerinden bin yıl geçmiştir. Dünya artık insanların bıraktığı gibi değildir. Her şeyi öldüren o savaşlarda kullanılan bazı ölümcül silâhların uzun vadede çok vahim nihâyetleri olmuştur. Her yeri, ölümcül sporlarını salan devâsa bitkiler, böcekler istilâ etmişler, yeryüzünün havası, suyu zehirlenmiştir. Muazzam mutant böceklerle dolu tüm arza yayılan ‘Zehirli Orman’ da gezinen Rüzgâr Vadisi prensesi Nausicaä, Dünya’nın hâline çözüm üretmek ereğiyle, ölümcül ormanı keşfetmekte, devâsa zırhı andıran kalın kabukları olan, salyangoza benzer koca böcekler Ohm’ları incelemektedir. Böyle girizgâhla açılan film, her şeye karşın insanın, tabiat ile ahengini, öze dönüş misali yansıtır… Nausicaä, tüm hayvanları sevdiğinden, onlarla kolayca anlaşır. Bu yetisi, çevresinde herkesçe alışılmadık görülerek, takdirle karşılanır…

Geleceğe her halükârda uyum sağlayan insan, bağlamına dâhil olduğu tabiatın havasını, suyunu, toprağını mahvetmeden, bilâkis onu nasıl düzeltebileceğine yönelik ciddi çözümler bulmağa uğraşarakta yaşayabilmektedir. Bir şafak vakti, alevler içinde büyük bir kargo uçağı, Rüzgârlı Vadi semâlarında belirir. Hızla irtifa yitirmektedir. Nausicaä ve halkının uçağı kurtarma girişimlerine karşın uçan devâsa araç, vadiye düşer. Olay mahalline intikal eden Nausicaä ve insanları, hayatta kalan birini kurtarırlar. Bu kimse, Prenses Lastelle adında, Nausicaä yaşalarında bir kızdır. Kendisinden, kargoyu hemen imha etmesini söyleyerek, ölür. Kargo, Dünya’yı yok eden kıyamet savaşlarında kullanılan ölümcül biyolojik silâhlarla yüklüdür. Militarist bir devlet olan Tolmekia, Prenses Lastelle’in yurdu Pejite'ye saldırmıştır. O esna havalanan uçak, düşmandan kaçarken, böceklerin saldırısına uğramış ve ağır hasar alarak, düşmüştür. Böceklerden biri, enkazdan yaralı çıkar. Çevrelendiği insanlara saldıracakken Nausicaä, hayvanı dinginleştirmek için alışılmadık yöntem uygulayarak onu, köyden ıraklaştırır…

Uçağın peşinde olan Tolmekian birlikleri, Vadiyi istilâ eder. Nausicaä'nın, yatalak babasına saldırırlar ve aslında bir embriyo olan biyolojik silâhı ele geçirirler. Duruma hiddetlenen Nausicaä, Tolmek askerlerine ölümüne saldırır. Vadi’nin kılıç ustası Lord Yupa, onları ayırmak üzere araya girer. İçeri, Tolmekian’lar başında bulunan Prenses Kushana girer. Kushana, embriyoyu, Zehirli Orman'ı yakmak için kullanmayı düşünüyordur. Yurdu istilasına biçare kalan Nausicaä, halkını, Tolmekian askerlerine karşı koymamaları, ne isterlerse yapmaları hususunda kesin dille uyarır; aksi hâlde katledileceklerdir. Genç prenses, kabullenmeğe mecbur olduğu duruma dayanamaz ve kendini odasına kapar. Onu arayan Yupa, odasına gidip, bakar ve yer altında bir mahzene inen geçit fark eder. Orayı izleyerek, rutubetli bir ortama gelir. Beklemediği şeyle karşılaşır. Bura, yeryüzünde nesilleri çoktan tükenmiş ve başkalaşım geçirmiş bin küsür yıl evvel ki hâlleri korunarak, Nausicaä tarafından yetiştirilen orman bitkilerinden oluşan gizli bir bahçedir. Vadi’nin düştüğü duruma hıçkırıklarla ağlayan kız, ihtiyara, bulgularına göre, temiz toprakta ve suda yetişen bitkilerin zehirli olmadıklarını anlatır; ormanın toprağı çok kirli olduğundan, ölümcül olmayan bitkiler yetişmemektedir…

O esna, Vadi’ye çıkarma yapan Tolmekian birlikleri, muazzam embriyoyu halka taşıtarak, nihai vazifesine hazırlanmaktadır… Prenses Kushana, Nausicaä ve Vadi’den beş rehine ile beraber Tolmekian başkentine doğru yola çıkar. Yolda karşılarına, yok ettikleri diyar Pejite’nin bir savaş uçağı çıkar. Hava aracı, genç erkek bir pilot kullanmaktadır. Tolmekian hava gemilerini, onların, kendilerine yaptıkları gibi acımasızca vurur. Nausicaä, Kushana ve rehineler, ormana inmek durumunda kalırlar. Orada yaşayan Ohm yaratıkları rahatsız ederler. Nausicaä, ölen prenses Lastelle'in ikizi Pejite pilotu Asbel'i kurtarmak üzere yanlarından ayrılır. Bunu denerken, uçan devâsa kırkayaklar saldırısına uğrarlar; ikisi de, bir bataklık katmanından geçerek, Zehirli Orman'ın altında, kirlenmemiş saf bir alana düşerler. Bilinçaltına itilmiş hazin bir çocukluk anısını, düşünde gören Nausicaä, çok küçük yaşlarda iken, bebek bir Ohm beslemektedir; onu, türüne düşman insanlardan sakınırken, yakalanır ve büyükleri, minik yaratığı, elinden alırlar. Çok sevdiği bu hayvanın, elinden hunharca alınışına iç yakıcı bir haykırışla ağlayan küçük Nausicaä, deyimi yerinde yürek burkar. Gözlerini araladığında, yerde sırt üstü yatmaktadır. Yanı başında yaşıtı o çocuk durmaktadır. Nausicaä, orman bitkilerinin, kirli üst toprağı arıtarak, yeraltında temiz su ve toprak ürettiğini anlar…

Nausicaä ve Asbel, Pejite'e giderler. Lâkin ülke, böcekler tarafından harap edilmiş, taş üstünde taş kalmamıştır. Sonra, hayatta kalan birilerini fark ederler. Bu kimseler, böcekleri, Tolmekian’ları yok etmeleri için kandırdıklarını belirtirler. Dolayısıyla onlara doğru yola çıkan muazzam bir Ohm ordusu, düşündükleri şeyi Rüzgârlı Vadi’ye de yapacaktır. Buna engel olmak niyetini anladıkları Nausicaä'yı yakalayıp, alıkoyarlar. Ancak kadınlar, Asbel’in yardımıyla Nausicaä kılık değiştirerek, planörüyle kaçar. Eve doğru uçarken, yaralı bir bebek Ohm kullanarak, Vadi’ye süratle yol alan binlerce Ohm'u yemleyen iki Pejite askerini bulur. O esna Vadi’de halk ve Tolmek’liler savaşa hazırlanmaktadırlar. Tanklarla, yaklaşan Ohm sürüsüne ateş açarlar. Fakat bu, onları etkilemez. O sıra, erken yumurtadan-embriyodan erken çıkan yaratık parçalanır.

Nausicaä ise, bebek Ohm'u özgürleştirerek, güvenini kazanır. Vadi’ye doğru son hız ilerleyen Ohm sürüsü önüne geçer; dev böcekler, onu ezerler. Sürü ansızın beklenmedik biçimde ağırlaşıp, durur. Bir Ohm, çevreledikleri Nausicaä’yı diriltmek için altın dokunaçlarını uzatır ve onu kaldırır. Giysisi, Ohm kanı ile maileşmiş Nausicaä düşünde, çocukluğunda olduğu gibi taze gün ışıklarıyla sararmış tarlalarda yürüyüşü üzere altın Ohm dokunaçları üzerlerinde yürüyerek, kurtarıcı kehânetini gerçekleştirir. Ohm’lar ve Tolmek’liler, Vadi’yi terk ederler. Pejitler, Vadi’de halkla kalarak, kasabanın yeniden inşasına yardımcı olurlar. O gün ardılında, Zehirli Orman derinliklerinde, ölümcül olmayan bir ağaç filizlenir; bu, son değildir…

Hayao Miyazaki’nin, yazıp, çizdiği manga serisinden, animeye uyarladığı Rüzgârlı Vadi, kariyerinde dönüm noktasıdır. Bunun üzerine Haziran 1985'te, Isao Takahata müşterekliği ile Studio Ghibli anime yapım şirketini kurmuşlardır. Ghibli çatısı altında, kısa vadede büyük işler gerçekleştirerek, Gökteki Kale, Komşum Totoro, Küçük Cadı Kiki gibi büyük ödüller kazanan anime filmler üretmişlerdir… Şirketin, Miyazaki tarafından konan adı, İtalyanca da, sıcak çöl rüzgârı ‘siroko’ mânâsında ‘ghibli’ sözcüğünden gelir. İkinci Dünya Savaşı'nda İtalyanlar, sömürgeleştirmeğe uğraştıkları Afrika’da, Sahra Çölü'nde kullandıkları keşif uçaklarına bu adı vermişlerdi. Hayao Miyazaki, uçaklara ilgisi sebebiyle, yapım şirketinin, anime endüstrisinde ‘yenilik rüzgârı estirmesi’ düşüncesiyle, böyle tabiri yeğlemiştir. 5 Ocak 1941, Tokyo doğumlu, Japon manga ve anime sanatçısı Miyazaki, henüz lise yıllarında, anime ile ilgilenmeğe başlamış, 1958 yapımı, Dünya’nın ilk renkli uzun metraj animesi, Hakujaden - 白蛇伝 izlediğinde çok etkilenmiş ve büyük bir çizgi roman çizeri olmak istemiş. Üniversite’de bir dönem, Marksist eğilimler göstermiş, mezun olduktan sonra Toei Animasyon Şirketi'nde animatör olarak çalışmaya başladığında, o zamanlar yönetmen olan Isao Takahata ile tanışmış…  Bir başka anime yönetmeni Otsuka Yasuo ve Isao Takahata'nın müşterek icraatları 1965 yapımı, Güneşin Prensi Horus (Taiyō no Ōji Horusu no Daibōken) ile ilk kez uzun metraj bir anime filminde çalışma olanağı yakalamış. Kariyerine, pek çok uzun metraj anime ve bolca manga sığdıran Miyazaki, Türkiye’de eş zamanda, Isao Takahata ile beraber yaptıkları Heidi anime dizisi ile bilinir…

Hayao Miyazaki 79'da, yine kendi tasarımı olan Lupin III evreninden çıkma, lakin belirgin ayrımlar barındıran anime filmi, The Castle of Cagliostro ilk yönetmenlik deneyimini yaşar. Film, gişede tutunamamasına karşın Miyazaki, anime camiasında çoğu yayımcının dikkatlerini çekmeği başarır. Emsalsiz olanak yakaladığını Miyazaki, üzerinde titizlikle uğraş verdiği çalışmalarını, uzun metraj anime filmi yapma maksadıyla, Animage şirketine sunduğunda, reddedilir. Bunun yerine, kendisinden bir manga serisi yazıp, çizmesi istenir. Bu durum, Miyazaki için kötü bir sonuç değildir; zira kendisi eş zamanda çok iyi bir manga yazarı ve çizeridir. Hâli hazırda tasarısını gerçekleştirme fırsatı doğmuştur. Anime öncelemesi Manga, siyasî, beşerî açılardan olduğu üzere kültürel hususlarda da, Çin’den tesirlenen Japonya’nın, 6. 7. yüzyıllarda, Budizm’i benimsemesi ile Budist tapınakları yapımında duvarlarına, insanlar ile hayvanlar mevzu edinen nevi karikatür betimlemelerine uzanan köklü maziye sahiptir. Japon ulusu kalıtlarına işlemiş yaratısal kaygı olarak, ülkede yediden, yetmişe hemen herkesin yoğun alâkadar olduğu yönelimdir. Kendisinden bir manga yaratması istenmesi, olağan biçimde Rüzgâr Vadisi Nausicaä'nın yaratılmasını sağlar. 1979’da, manganın yazımı ile çizimine başlayan Miyazaki, mangayı ivedi tamamlayarak Animage’e sunar. Kısa vadede, kusursuza yakın çizgisellik ile anlatı kurgusu müşterekliği yaratmış bu genç adam, şirketin en bilinir ismi hâline gelir. Bunun üzerine Animage ve Tokuma Shoten kurucuları, uzun metraj bir film uyarlaması teklifinde bulunurlar. İşin ardında, bir yazar-çizer olarak kalmak istemeyen Miyazaki, onları reddederek, ancak filmi yönetmesi koşulu ile tekliflerini kabul edeceğini belirtir. Yol arkadaşı Isao Takahata, filmin yürütücü yapımcılığını üstlenecektir. Miyazaki, Şubat 1982'den, Mart 1994'e değin Animage için yazıp, çizdiği özgün manganın ilk iki cildinden uyarladığı bir senaryo yazar… Artık anime için tek mani kalmıştır; Tokuma Shoten bir animasyon stüdyosu değildir. Üretici bir anime yapım şirketine gereksinildiğinden, Miyazaki ve Takahata, filmin muğlak dokusunu en iyi görselleştireceğini düşündükleri, küçük ölçekli stüdyo Topcraft'ı seçerler. 31 Mayıs 1983'te, filmin ön yapım çalışmaları başlar. Takahata, filmin müzikleri için kendi işlerinde beraber çalıştıkları, tabiî titremler ile kulağa hoş gelen olağan dizemler yaratan, deneysel biçemde bestekâr Joe Hisaishi'yi vazifelendirir. Albümde bulunan Nausicaä's Requiem şarkısı, sonradan Kiki's Delivery Service ve Ponyo on the Cliff film müzikleri albümlerinde Studio Ghibli ile çalışan Joe Hisaishi'nin kızı, o zamanlar dört yaşında Mai Fujisawa tarafından seslendirilir…

Ağustos’ta, filmin animasyon çalışmaları başlar. Çizdikleri kare başına ödeme alan animatörler tarafından çizilir. Aralarında, sonradan Neon Genesis Evangelion'u yazıp yönetecek animatör, Hideaki Anno’da vardır… Dokuz aylık çetin bir yapım süreci ardından nerdeyse bir milyon dolara dayanan üretim bütçesi ile Rüzgârlı Vadi, 11 Mart 1984’te ilk gösterimini yapar. Film, 84'te Japonya'da piyasaya sürüldüğünde, açılış görüntüsünde, Toei simgesine sahipti. Sonradan, Studio Ghibli’nin, eş zamanda Miyazaki’nin, 1988 yapımı Komşum Totoro imgesi olan koca, şişman ayıyı andıran, kedimsi yaratık simgesi ile değiştirildi…

Rüzgârlı Vadi Nausicaä’nın, esin kaynakları arasında 2018 Ocağında ölen Ursula K. Le Guin, Yerdeniz serisi; Brian Aldiss, Sera; Isaac Asimov, Gece; ve J. R. R. Tolkien, Yüzüklerin Efendisi gösterilir… Çevreci bir ıra olan Nausicaä yaratımında Miyazaki, Odyssey'de Homeros'un, Phaeacian prensesi ismi ile kişiliğinden esinlenmiştir. Eş zamanda, Frank Herbert'in bilim kurgu romanı Dune (1965), Nausicaä özekçil ilham mebdesi idi. Filmin çevresel hikâyesi, Japonya, Minamata Körfezi'nde yaşanan cıva zehirlenmesi ile tabiatın bundan ölümcül etkilenişinden, filmin kirli-zehirli dünyasını betimlemede yararlanıldı.

Filmin ana temleri, savaş karşıtlığı ve çevre dizge hususlarıdır. Nausicaä’nın her canlıya duyduğu sevgi, bitimsiz yaşama arzusu, varoluş tutkusu karşıtı olan militarist güçlerce baltalanmağa uğraşılır. Yeryüzünde hayatta kalabilmiş son yerlerden, Rüzgârlı Vadi, insan eliyle ilk kez her şeyin sevgi ile icra edildiği, tabiat ile ahenk tek bölgedir. Lâkin bu yerde, her şeyi yok etmeği sürdüren insanlığın tehdidine girince, koşulsuz sevgi yerini, iptidai hayatta kalma içgüdüsü devralır. Bunun üzere istilâya göz yumulur. Sevginin gücü, böyle basit görülü öncelikli gereksinimi karşısında sekteye uğrar… Dünya, tabiat sevgisi ile bağımsızlık içinde yaşama arzusunun vücutlaşmış hâli Nausicaä, çocukluğunda, elinden alınan bu olanağa kavuşmak için mücadele ederken, endüstrileşme ile tabiatın bağından kopan insanlığın toplumsal bilinçaltında en derin yaralardan, yaşamın koşulsuz nevi nimetlerinden mahrum bırakılışını tematik olarak açılımlar. Rüzgârlı Vadi, Miyazaki filmlerinde alışagelen Shōjo ürünü anlatı, yer yer yarı erotik unsurlarla da bezelidir. Filmi izleyen çoğu kişi, bilhassa Nausicaä’nın, motorsuz hava aracı-planör(jet destekli, altı metre kanat açıklığında, 12 kg. ağırlığında planör Mēve) ile uçtuğu sahnelerde, görüntü açısı kızın ardına kestiğinde, Nausicaä mini eteği altında giysi yokmuş görünür. Esasen, teni ile renktaş pantolon giymektedir; eteği sanılan, gömgök ceketi alt kısmıdır. Bu bariz yanılsama sebebi animatik teknikte, kullanılan renk doğruluğu eksikliğidir…

Tolmekianların kullandığı teknoloji parçaları bilinçli biçimde, batıya yaranmak maksatlı, 2. Dünya Savaşı döneminde Alman teknolojisini baz alan görsellikte betimlenmiş(Devâsa nakliye hava gemileri, ME 323 Gigant nakliye uçağından görsellenmiş; silahları, FG-42 paraşütçü tüfeklerini andırmakta; tankları Sturmhaubitze 42 saldırı silahlarından esinlenme). Sözde Miyazaki’nin, savaş uçakları sevdasına dayandırılmakla geçiştirilen durum aslında, yönetmenin ve yapımcının tecimsel kaygılarının mürai yansıması olarak, kendilerini göklere yükseltecek batıya şirin gözükme çabalarıdır(Kırmızı saldırı uçağında Asbel ırası, Birinci Dünya Savaşı’nda çarpışan meşhur Alman savaş pilotu Kızıl Baron'u karşılar).

İki yüz altmış üç renkten oluşan filmin, Final Fantasy yaratıcısı Hironobu Sakaguchi tarafından, Final Fantasy mangası, filmi ve video oyun serisini etkilediği belirtilmiştir. 1993’te yayınlanan Star Trek: The Next Generation: Tapestry (1993) bölümünde yer alan uzaylı tür Nausicaans, adını filmden alır. Amerikan İngilizcesi seslendirmesinde, Lord Yupa'yı seslendiren Patrick Stewart, 1987-1994 arası yedi sezon süren Star Trek: The Next Generation dizi serisi, dört Uzay Yolu filmi ve yeni başlayan Picard dizisinde, Atılgan’ın, Kaptan Kirk ardından adından en çok söz ettiren kaptanıdır… Sayısız film, anime, manga, video oyunu nevi kültürel yönelime tesir eden Rüzgârlı Vadi’nin, mangası ve filmini konu edinen, Technopolis Soft tarafından geliştirilip, Technopolis Soft ile Tokuma Shoten müşterekliğinde üç video oyunu yayınlandı…

Miyazaki, Nausicaä mangasını, Studio Ghibli filmleri üzerlerinde çalışmak için aralar vermek durumunda olduğundan, on iki yıllık mühlette tamamladı. İlk bölüm Şubat 1982’de, Tokuma Shoten'in Animage dergisinde, son bölüm Mart 1994'te yayımlandı. Miyazaki, sonradan yeni ekiple, mangayı üretip, yayımlamayı sürdürdü…