ÖLÜMCÜL KADINLAR 3: MUSIDORA

VAMP HIRSIZ

Külotlu çorap(kalın/termal, opak/mat, parlak, fileli, pamuklu, nevi renk vb.), tayt/parlak tayt, tayt tulum fetişlerini oldukça yakından ilgilendiren bir yazı bu. Zira namı, dillere pelesenk, sahne adıyla Musidora, asıl ismi Jeanne Roques(23 Şubat 1889-11 Aralık 1957), Fransız oyuncu, yazar ve yönetmen nam-ı diğer Irma Vep, dikkatleri en çok üzerine çeken icraatıdır. Müzik bestecisi ve sosyalizm teorisyeni Jacques Roques ile ressam ve feminist Adele Clémence Porchez'in kızları olarak Paris, Fransa'da doğan Jeanne Roques/Musidora, henüz on beş yaşındayken ilk romanını yazdı ve sahne oyunculuğuna başladı. Sanayi Sineması daha Dünya’yı tesiri altına alamamışken, sinemanın, cesur ve entelektüel bir girişim olarak doğduğu Fransa’da, ilk yıllar döneminin başarılı müdavimlerinden Fransız film yönetmeni Louis Feuillade ile işbirliği içinde çalışmaya başlayan Musidora, Les miseres de l'aiguille ile sahne oyunculuğundan, sinemaya geçiş yaptı. Yirminci yüzyıl başları Fransa’da, bir yanda gelenekler, diğer yanda güç çalışma koşulları arasında hayata tutunmaya çalışan Fransız işçi kadınların alışılagelen günlük yaşantıları üzerinden, dönemin Batı Avrupa’sında, yeni kadın tipini ortaya koyan filmi, Raphael Clamour yönetmişti. Musidora sonra, kendisine bu ûnvanı kazandıracak ve esin perileri armağanı mânâsında Musidora ismi ile anılır olacak icraatı, Théophile Gautier romanı Fortunio’da geçen Musidora adlı kadın karakterden esinle çekilen, bir Gaumont yapımı Les Wampires filminde oynadı. Beş yüz dakikaya yakın süresi ile on bölümlük mini dizi olan sessiz film, bilhassa nevi şahsına münhasır Irma Vep ırası ile hafızalara kazınmıştır. O zamanlar, sinemada bir ilk olan vampir-kan emici izdemi, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Sessiz Sinema döneminin ilk oyuncularından, bakışlarıyla eril kalpleri fetheden Theda Bara(29 Temmuz 1885-7 Nisan 1955) gerçek adıyla Theodosia Burr Goodman, oynadığı Femme Fatale roller itibariyle, kendisine takılan, vampir sözcüğü kısaltılmışı ‘Vamp’ lâkabı, görsel kültüre yerleşerek, bu nevi örnekleri tanımlayan sözcük olagelmiştir. Dünya Sinema tarihinin ilk vamp’ı, cinsel câzibesi ile erkekleri, kendine çeken ve başlarına türlü belâlar açan ‘kötü kadın’ karakterlerine bürünmüştür. Bu durum, kendisini, Dünya Sinema tarihi ve ABD, çok aranan, beğenilir biri yapmıştır…

HER ERKEĞİN HAYALİ

Derin arzuyla bakan yoğun sürmeli koyu ren gözleri, alışılmadık derece solgun benzi, birbirinden seksapel giyimleri ile Musidora, dönemi Avrupa Sineması’nın, en bilindik simâsı oldu. Filmde rolü, sanıldığı aksine vampirler değil, bir hizip için çalışan bir suç çetesinin muazzam cazibeli dişi üyesi olmaktı. 1915-16 arası on bölüm yayınlanan dizi en çok, dişi vücudunu tepeden, tırnağa tayt tulum(spandex) bürümüş aşırı alımlı bir haz imgesi Irma Vep nam-ı diğer Musidora ile anımsanır…





















Baştan, ayağa fotojenik olmak çok önemli. Bundan sonra bir miktar yetenek sergilemenize izin verilir.

MUSIDORA

Beyaz benzine tezat kara sürmeli derin bakışlı koyu gözleri ile Sessiz Sinema’nın en büyük ikonlarından vücut külotlu çoraplı sinsi Musidora, bu hâlinden çok daha fazlasıydı elbet. İşinde epey azimli, her ıranın hakkını veren, sıkı bir kadın hakları savunucusu, ciddiyeti ardında çok nüktedan bir kişiliğe iye olarak, 11 Aralık 1957'de, 68 yaşında vefat ettiğinde, kısa yaşamına dopdolu bir kariyer sığdırmış, tiyatro oyuncusu, şarkıcı, film yıldızı, yazar, yönetmen, yapımcı, gazetecilik yapmıştı…

Savaş dönemi erkeklerini, kendine tutkun kılmış, erişilmez bir kadındı o. Onun için sinema oyunculuğu, bir Auteur yöntemsel ve kuramsal bağlamda büsbütün üretim etkinliğine katılmaktı. Öyle ki, 1919'da, kendi yapım şirketi Société des Films Musidora'yı kurdu. Ne yazık ki, artık çoğu kayıp olan birkaç film yönetip, yapımcılığını üstlendi. Başlarda kendini bir yönetmen kabul etmemişse de, bilhassa ölümünden beri on yıllar içinde çeşitli festivallerde gösterilen filmleri, kendisinin cüretkâr ölçütte yenilikçi ve kendine has bir görüntü biçemi olduğunu kanıtladı. Ancak, bu sanat bağımlısı çalışmaları, kendisine pek gelir sağlamadı. Sinemaya sesin gelişi ile yeniden sahne oyunculuğuna döndü ve diğer yandan, şiirler, şarkılar, oyunlar, çoğu akranları yaşamlarından esinle öyküler, romanlar yazdı. 1942'de, Cinématheque Française'de, Henri Langlois'e katılarak, ömrü kalanında ‘Kütüphane Başkanı’ olarak çalıştı… Burada, uzun uzadıya yaşam öyküsü ve kariyere değinmek arzusunda değilim. Ereğim, namını hak eden bir yüksek cazibeyi anlatabilmek. Nihâyetinde Musidora sayesinde, beyazperde ve sonrasında televizyonda yaygınlaşmasına vesile olacağı suç unsurunun ve bölümler hâlinde konulu anlatıların ilk adımı oldu, Les Vampires. Bu doğrultuda eş unsuru irdeleyerek, kendine has bir görsel biçem ve yöntemler geliştirecek Alfred Hitchcock gibi yönetmenleri doğrudan etkiledi. Tek film olarak izlediğinizde, 7 saati aşan süresi ile dünyanın en uzun filmlerinden biridir eş zamanda. Bu süre zarfında, ilgiyi diri tutan tek unsur, Vampirler adlı suç çetesi lideri Irma Vep’tir. Dünya Savaşı’nın ıssız bıraktığı Paris sokakları, önceki bölümde, konuya dâhil olarak devamlılık alan ama savaşın ön cephesine çağrılan oyuncuların yokluğu ve Vampirler çetesinin silâhlara bombalara düşkünlüğü, savaşı ziyadesiyle sezdiriyor. Pencerelerde, çatılarda gezinmeler, gizli merdivenler, sahte duvarlar vb. gizlenme, kaçma arzusu içinde akıl dışı(paranoya) durumlara sinmiş alttanbelirsizlik duygusu, tüm soğukluğuyla kendini hissettiriyor…

GÜZELLER GÜZELİ, CİNSEL CÂZİBE MUSIDORA


Oradan oraya sıçrayan, canbazlık yapan Musidora, gerçekte aynı zamanda balerin olması vesilesiyle, bu seksi devinim ve duruşlarını icra etmek güçlük çekmemiş. Onun elgin alımlılığından etkilenen André Breton, 21 Temmuz 1917'de Bobino sahnesinde Musidora'ya gül atmış. Her erkeğin ve hemen hemen her eşcinsel hemcinsinin şuurunu yitirmesine sebep olan, bütün bedenini bürüyen o siyah taytını giydiğinde, dolgun ve yusyuvarla muhteşem kalçaları çıkıntısı ve taytı ardında hafif belirgin memeleri koyu uçları haricinde tek vazıh yeri kara sürmeli koyu gözleri, ölümcül cazibesi odağını oluşturur. Pek çok yazılı ve görsel kültüre esin olmuş Musidora'nın, Vampirler’in önemli parçası olması gibi Gala da, gerçeküstücü bakışta Salvador Dalí için elzemdi. Kasvetli bakışlarıyla, dördüncü duvarı yıkan kıvırcık saçlı bir Gala'nın yüzü, ‘Duvarı delen yüz’ olarak nam kazanmıştır. Musidora, her zamanda yaşamıştır ve yaşayacaktır. Her ne denli onun bölümde ölse de, o keskin zekâsı, seksi giyimleri ile hafızalara kazınır. Ancak sahibini yiyip, bitiren bir güçtür bu câzibe. Musidora’yı, adım adım ölümüne götürür. 
Hat safhada Irma Vep esini barındıran, yönetmen Henri d'Arche'ın yönettiği tek film olup, eş zamanda şair Georges Hugnet tarafından yazılan tek senaryo olan, 1929 yapımı La Perle – İnci, Musidora’nın taytını giymiş birkaç kadını odağına alır… Kalçaların yakın çekimleri jartiyerler, külotlu çoraplar ve tayt tulumlar içinde genç kadınlar, alımlı bir suç çetesi olarak, merhum Irma Vep’in öcü için dönmüş gibidirler… Bir başka tesir, 1996 tarihli, Olivier Assayas’ın yönettiği doğrudan adını taşıyan Irma Vep’tir. Film içinde filmde, Irma Vep’i oynamak üzere işe alınan fakat tek sözcük Fransızca konuşamayan Hong Kong’lu güzel oyuncu Maggie Cheung, parlak siyah tayt tulum-lateks giydiğinde, Musidora denli olmasa da, o ok gibi çekik gözleri ile az etki bırakmıştır…

Her ne denli çekik gözler ve tayt birleşince, dayanılmaz bir çekim oluşsa da, Musidora’nın ortanca kalçalarını belirginleştiren siyah taytı yerini hiçbir şey tutmaz. Hem dönemine, hem de, tabiri caizse, işeme sahnelerinde bile ‘dublör’ kullanan şimdiki oyuncuların asla altından kalkamayacakları, deyimi yerinde on parmağında on marifet gerçek meziyetlere ve olağan bir güzelliğe iye oluşu ile bir asrın üzerinde zamandır erkekler için yegâne haz imgesi olarak kalmıştır.