Filmin müzik albümünde
yer alan ve filmle harmonileşen Exodus senfonisi, 1932 Polonya doğumlu
kompozitör Wojciech Kilar‘a ait. Kilar, Coppola‘nın, Bram Stoker’s Dracula,
Polanski‘nin Death and the Maiden, The Pianist (Chopin ve Beethoven hariç)
filmlerinin müziklerini yapmıştır. Çağımızın en önemli bestecilerinden olmakla
yalnızca film müzikleriyle değil, aynı zamanda orkestral eserleriyle de
bilinmektedir. Çağdaşları Krzysztof Penderecki ve Henryk Górecki gibi dev
isimlerle birlikte 1960‘ların avant-garde akımının en tesir edici
kişiliklerindendir. Missa Pro Pace, Requiem Father Kolbe, Woodwind Quintet gibi
muazzam eserler üretmiştir. Filmle tamamen özleşen Exodus, Terrence Malick‘ten
Wojciech Kilar‘a minnettir…
120 dakika sürede
olağandışı tanıdık bir tesir, aşkı niteleyen film, insan özü, gerçek aşkın
peşinden sürükleniyor. Sonu itibariyle döngüye erdiğinde arayışın daimiliğini
vurguluyor. 30 Kasım 1943, Ottawa, Illinois doğumlu Suryani asıllı ABD‘li
yönetmen, Terrence Malick‘in 1969‘dan günümüze dek kariyerinde sadece beş uzun
metrajı bulunmakta. 1978 yapımı, Day of Heaven ile uluslararası üne kavuştu,
lakin sinemaya 20 yıl ara verdi. 1998‘de, The Thin Red Line filmiyle 1998 En
İyi Yönetmen Akademi Ödülü‘ne aday görüldü.
Aynı filmle 49. Berlin Uluslararası Film Festivali‘nde Altın Ayı ödülünü
kazandı. 2011‘de ise, 64. Cannes Film Festivali‘nde The Tree of Life filmiyle
Altın Palmiye kazandı. Aynı zamanda, Jack Nicholson‘ın 1971 yapımı bağımsız
Amerikan filmi, Drive, He Said ve akabinde yine 1971‘de serinin ilk filmi, Clint
Eastwood‘un başrolü Dirty Harry‘nin senaristliğini yaptı… Filmin tek başrolü,
Christian Bale. Yardımcı rollerde, Cate Blanchett, Natalie Portman, Antonio
Banderas ve birçok ünlü isimle bir zamanların Love Story‘sinden (1970) Ryan
O’Neal‘ı görmek mümkün…
Knight of Cups, hepimizin alttan arayışında olduğu gerçeğin izinden giden çok büyük bir film. Büyük diye niteledim çünkü örtüklüğü altında, derininden sizi çekip çıkaran ve filmin başında ne iseniz, sonunda da o halden bir şey yitirmediğinizi, sadece tek gerçek eksikliğinizi duyumsatan bir yapıntı. Filmden sanat eseri olarak söz etmek sanırım yerinde olur. Nitekim Malick‘in Magnum opus‘u desek yeğdir. Çekimleri Mayıs 2013‘te başlamış, ilk olarak 8 Şubat 2015‘te Berlin Uluslararası Film Festivali‘nde gösterilmiştir. Türkiye’de 3 Ekim 2015‘te Film Ekimi‘nde, 4 Mart 2016‘da sinemalarda gösterime girmiştir. Tek ve en sevdiğim film, Knight of Cups‘ı film misali değil, yaşamın muğlaklığında izlemenizi öneriyorum. Tabi kulaklıkla, en yüksek seviye seste…