Yazıma başlamadan evvel belirteyim, metnim öncelikle, bağımlısı olduğum türü, hakkıyla görselleştirdiğini düşündüğüm, bu bakımdan hayran olduğum kült yapıntıya yöneliktir. Filmin, genel kabulde karşılığı(bezirgân deyimle, başarısı-başarısızlığı) ile alâkasızdır…
Başrollerde, Logan 5 rolünde Michael York, Jessica
6 rolünde Jenny Agutter bulunuyorlar. Yardımcı rollerde, Francis 7 rolünde
Richard Jordan, güzellik merkezinde çift taraflı ajan Holly rolünde aynı yıllar
televizyonlarda melek olarak cirit atan ve 2009’da kanserden yaşamını yitiren
Farrah Fawcett ve elbette beyaz sarayda Logan ile Jessica’nın karşısına çıkan
ihtiyar adam rolünde duayen aktör Peter Ustinov eşlik etmekteler…
Ayrıca, 1977-78 yıllarında çekilen bir sezon,
14 bölümlük bir dizisi de mevcut. Ancak son 3 bölümü gösterilmeden sonuçsuzca
yayından kaldırılmış. (Firefly gibi)
Logan’s Run, başarılı gelecekçi tahayyülü ile zamanı ötesi toplumsal siyasi bilim kurgu olarak muhakkak görülmesi icap eden muazzam bir tür filmi. Girizgâh mahiyetinde ön tanımı geçelim, sizlerle olası bir atiye, tadından yenmez bir kült bilim kurgu avantüre girişelim…
ÖYKÜ
“23. yüzyılın bir döneminde… Savaştan kurtulanlar, nüfus artışı ve kirlilik ile başa çıkmak için büyük bir şehirde yaşıyorlardı. Şehir dış dünyaya kapatılmıştı. İnsanlar burada mutluluk içinde yaşıyorlardı ve tüm ihtiyaçları sistem tarafından karşılanıyordu. Tek bir problem vardı, her şeye sahiplerdi… Ta ki, 30 yaşlarına gelene değin.”
23. Yüzyıl’da, muhtemelen göremeyeceğimiz olası bir atide, Dünya büsbütün harap olmuş, insan sopu tükenme raddesine gelmiş, yeryüzünde, yaşama elverişli bölge kalmamıştır. Yaşayan son insanlar, yeraltına inşa edilmiş, teknik olarak muazzam yetkinlikte kubbe kentlere çekilmişlerdir…
Bu yerde hayat tamamen tutkular üzerine
kuruludur. Herkes arzuladığı kimse ile beraber olur ve dilediğince zevke
boğulur. (Huxley, Cesur Yeni Dünya)
Kadın, erkek yaşlarınca renk ayrımıyla, kızıl, yeşil, sarı tayt, tunik, külotlu
çorap(haz nesnesi)
giymektedirler. Her şey, olağan ötesi hoştur. İnsanlar ongundur. Otuz yaşını
dolduranlar hariç…
Alttan alta kendini dayatan her Amerikan filmi
gibi, Logan’ın Kaçışı’da, bizi bundan nasiplendiriyor. Yahut kimimize de, öyle
yaptığını varsayıyor… Naçizane, zamansal sıralamayla öz bir çözümleme sunmak
istiyorum:
-Alâmet-i fârikası batı olan yahut böyle temellendirilen soyut, somut her icraat, kendini uzun vadede güncelleyerek, yeniden karşımıza çıkar. Logan’s Run, bunun için epey gecikti; daha doğrusu bekletildi. Zira artık nihâyetlerini yaşadığımız ‘Yeni Dünya Düzeni’ni, mahiyeti gereği böylesi bir iş taçlandırabilir; en iyi o ifade edebilir. Bu sebeple nevi gerekçelerle ‘yeniden yapımı’ bilhassa, çok kere ertelenmiştir. Özünde, uçuk evangelist-kabalist kaygılardan öte değildir. İçi boşluğunu, fetişist ögelerle bezenmiş bir seyirlikte, törensel uygulamalarla doldurabilmiştir…
-Kentin, ‘gelecekçi’ tasarımı, içinde göstermelik biçimde oraya, buraya gidip, gelen raylı dizgesi ve mehil yüzeyli araçları, temelleri sağlam özekçil yapı izlenimi sunmakla, göze hitap etmekten öteye gitmeyen iki boyutlu dekorlar gibi kalıyorlar. Film, nevi kültürü bünyesinde harmanlamış bir endüstrileşme ürünü olsa da, türevleri gibi dinî yaymaca’dan fazlasını sunamıyor ne yazık ki…
-Oyuncuların
giyimleri, erkeklerde alt içlikler, kadınlarda tül külotlu çoraplar,
izleyicilerin ilkin ayrımsayamadıkları üzere basitçe yaş aralığını temsil
etseler de, kişiyi, baskıcı varoluşun cazibesine çeken haz nesnesi
olabiliyorlar ancak. Meselâ ‘Love Shop’ sekansında, Logan ile Jessica, Francis
peşlerindeyken, çıplak yurttaşlar arasından sıyırılarak, kaçmağa uğraşmaları
esnasında, kadınların göğüs çekimleri sansürlenerek, uç bölgeleri üst
çizgilerinden kesilmiş…
-Dönemin toplumsal haykırışları(70’lerde, siyah-beyaz çatışması), filmin hem elektronik müziklerinde, hem de ‘Kaçak’ların dengesiz ruh hâllerinde vurgulanıyor. Filmin elektronik temaları, soğuk savaşa harmanlı özdecik çağı ve yabancılaşma tesirleriyle yüklü. Görsel kurgusu ve o dönemler 2000’lere değin(Underground sinemacılar hariç) hemen tüm Amerikan filmlerinin anlatı geleneğini temellendirmiş, meşhur ‘acıklı anlatı’(kahramanın inisiyasyonu) kurgusu birimleri, yüzeysel müştereklikle, nerdeyse bir asırdır kültürel istismara uğrayan dünyanın aydınlanma-inisiyasyon sürecini tamamladığı şu günleri muştuluyor…
-Filmde
hiç siyahî oyuncu bulunmuyor. Aryan-üstün ırk vurgusu adına topyekûn açık tenli
oyuncular seçilmiş… Meselelerini, deyimi yerinde tereyağından kıl çeker gibi
çözmeye alışmış bir siyasî mekanizmanın, tipik değer algısının ürünüler…
-Francis 7 karakteri, son yaş evresi(7) bulunan bir karakter olarak, incilde, yedinci inayeti temsil ediyor. Yenilenmenin karşılığı da, yukarda değindiğim üzere her yüz yılda bir toplu-küresel değişim…
-Dış dünya sahnelerinde, kıyamet sonrası tasarımının, dönemine göre de dahi, bütçeyi zorlayacak ölçütte olmadığı kanaatindeyim. Sarmaşanlar bürümüş kongre merkezi, yakın geleceğin alegorisi. Mesela, Jessica, burası neresi deyip duruyor. Buranın altında bir yer var mı diye soruyor…
-‘Love Shop’ sekansında, Logan ile Jessica’nın, Francis’den kaçışları esnasında, upuzun demir merdivenlerden aşağı inişleri, başka deyişle, piramidin tabanına yolculukları(arslanları, kuzular arasına)… Onlar, bizi değiştirmeye gelecekler ve buna hazır olmayacağız…
-Film, yüzlerce alt okuma içerse de, hepsi eş nihâyete hizmet ediyor…
-‘Dramatik anlatı’ babında, Eski Türk tarihini bilmeden, öğrenmeden ahkâm kesen bir adam, Yusuf Kampet ile Kahramanın Yolluğu düşleri üzerinden irdeleme sunmak istemedim sizlere. Zira pek aşina tetkik biçimi. Onun öncülü sayılacak ‘Aristo Kurgusu’ olarak, kabaca üç Akt’a ayırdığımızda, ikinci akt sonu doruk, Y.Z.’nin çöküşü, üçüncü akt, kent sakinlerinin, dış dünyaya çıkışları(tevratta göç-exodus). Tipik Amerikan ürünü olarak nereye baksanız, din söylevi Logan’s Run. Anlamayanlara, fetişist hazlardan, gelecek fantezisiyle, başka dünya mümkün…
FİLME DAİR
Türkçe’ye, ‘Hayal Şehir’ olarak çevrilen, 1976 yapımı Logan’ın Kaçışı, ne yazık ki, Türkiye’de gösterime girmemiştir. Dünya’da ilk gösterim, ABD’de, 23 Haziran 1976’da gerçekleşmiştir. 1976 ile Nisan 1978 tarihleri aralığında, yirmi ülkede gösterime girmiştir. En son Yunanistan’da, Kasım 2020’de, Thessaloniki Uluslararası Film Festivali’nde gösterilmiştir…
Michael Bay’in, 2005 yapımı distopyası, Ada(The Island), Logan’s Run anlatı taslağı ve görsel biçimselliklerini baz almıştır. Ana ıralar, bariz ayrımlar hariç nerdeyse tıpkıdır…
Kentin, kaydırmalı dış genel çekimleri (Establishing Shot) için bütünlüklü, birebir minyatür maketler inşa edildi. İç çekimler, Dallas’ta, bir alışveriş merkezinde yapıldı. Geriye kalan parçalı çekimler, stüdyo ve bazı gerçek mekânlarda üretildi…
Jenny Agutter, filmde giydiği mini elbise ile bir türlü rahat edemiyordu. Hafif kumaştan imal edilmiş olması, en ufak harekette dahi uçuşup, açılmasına sebep olduğundan ve bilhassa dış dünya sahnelerinde giyim çapaçul hâl alınca daha açıldığından, çekimler boyunca huzursuzdu…
Logan ile Jessica için düşünülen ilk isimler John Voight ve Lindsay Wagner idi. Fakat ikisi çok çiğ ve soluk kaldıklarından, ayrıca John Voight’un işleri yoğunluğundan ötürü vazgeçildi… Dikkat edilirse, Logan’ı canlandıran oyuncu Michael York’un sarışınlığı, Jenny Agutter’in, kumral saçları ve teni ile dengeleniyordu…
Birbirine çok zıt kişilikler canlandırmış, duayen oyuncu Peter Ustinov, replikleri genelinde, emprovize oynadı. Kongre binası sahnesine baktığımız zaman Ustinov’un, koca sahnenin tüm mizansenini yüklendiğini görmekteyiz. Zira bu sebeple Logan ve Francis arasında, bu ağırlığı biraz olsun gölgeleyecek ölümcül bir dövüş kısmı yerleştirilmiştir…
Kent için kullanılan minyatürler, 1984’te, The Ice Pirates filminde de kullanıldı. Daha sonra bazı parçalar orta ölçekli stüdyolara, ‘B’ türü filmlerinde kullanmaları üzere satıldı. Kimi imha edilirken, kimi de, açık arttırma ile meraklılarına gitti…
Filmin azımsanmayacak hayran kitlesi bulunuyor. Jessica’nın elbisesi ve koyu ten rengi külotlu çorabı çok benzeri imal edildi ve sayısız etkinlikte hayranlarınca giyildi…
İhtiyar, Logan'a, Kongre Binası duvarlarında asılı duran portrelerden bazılarını gösterir. Kamera, eski başkan Richard Nixon'un bir portresini görüntüler; ihtiyar, “Eskiden ona, aldatıcı derlerdi…” diye mırıldanır. Ustinov, replikleri tamamında mırıldanmaktadır. Zira gerçekte, henüz ‘aydınlanma-inisiyasyon’ sürecini tamamlamamış dünyaya, çok fazla giz sunmaktan kaçınılır…
‘Love Shop’ sekansı başlangıçta, yaklaşık dört dakika sürmüştü. Ancak filmin ‘PG’ derecesine sahip olması için yeniden düzenleme gerektirdi. Özdevinirin(Robot), Logan ve Jessica'nın çıplak bir buz heykelini yaptığı sahne, sözde müstehcenliği sebebiyle kesildi. Oyun Makinesi’nde, ‘Hallucimill’(Halüsinasyon sözcüğünden türeme) Sanrı mağazasını ziyaret eden birkaç karakterin bulunduğu bir sahne, uyuşturucu kullanımına özendirdiği gerekçesiyle kesildi. Stüdyo sahibi Kirk Kerkorian, stüdyonun kapsamlı arşivlerinden, elindekileri satıp, kalan görüntüleri attığında, tüm ek görüntüler ve fon müziği artık ‘Büyük MGM Tasfiyesi’ olarak bilinen süreçte kayboldu… Tipik bezirgân zihniyetli iş bilmezliğin sureti bu genel davranış sebebiyle o görüntüler, bilinçli olaraktan telafisiz yitirildiler…
Romanda, ‘Yaşam Saati’ renkleri, yedi yılda bir değişiyor: Sarı (doğum-6), mavi (7-13), kırmızı (14-20), kırmızı ve siyah son gün ve 21'de siyah. Film’de ise, 30 olarak değiştirildi. Zira 21 yaş altında tüm karakterlerle, bir oyuncu kadrosuna sahip olmanın gerçekçi olmayacağı kanaatine varıldı…
Logan ile Jessica'nın, yeraltı kentine yeniden girerken, çıktıkları havuz, MGM'de ünlü ‘Esther Williams’ tankıdır.
Şelâleler ve Logan'ın kubbeye geri dönmek için atladığı basamaklar, Fort Worth, Teksas'ta, ‘Su Bahçeleri’ havuzudur. Ana havuz, eskiden dokuz fit derinliğindeydi. Logan ile Jessica'nın daldıkları yer yakınında dört kişinin boğulmaları ardından 2004'te kapandı. 2007'de yeniden açıldığında, derinlik iki fit'e düşmüştü…
Otuzuncu yaşlarına basanların yenilenerek öldükleri ‘Atlıkarınca’ sahnesinde, bir film için şimdiye değin yapılmış en karmaşık uçma gösterilerindendir. Set üzerine, aşağıda döner zemin levhasıyla uyumlu dönecek biçimde tasarlanmış dairesel bir teçhizat inşa edildi. Başlangıçta, sanatçılar, ince destek kabloları için mekanizmayı çalıştıran tek bir vinç tarafından destekleniyordu. Deneme sırasında kablolar karıştı. Her dublörün çözülmesi ve bir bakım asansöründe teçhizattan indirilmesi gerekiyordu. Teçhizat yeniden tasarlandı. Böylece dublörler, acil bir durumda gücü kesen bir ‘panik’ anahtarına bağlı tüm vinçler ile kendi ayrı vincinde olacaklardı. Ters çekimler için, arena tavanında beyaz billur sahne zeminine inşa edildi ve sanatçılar, ona doğru indirildiler. Daha sonra bu çekimler, sanatçıların yukarı doğru hareket ediyorlarmış gibi görünmesi için baş aşağı çekildi.
Kostümler, başlangıçta çok daha betimleyici olacak biçimde tasarlandılar. Ama bu durum, çehrelerle, ellerin makyajları için aşırı harcama gerektirdiğinden, yaş aralıklarına göre bariz renkler yeğlendi.
Kumadamlar ve Temizlikçiler hariç herkes, yaşam saatleri ile aynı renkte giysiler giydiler. Kumadamlar, gümüş şeritli siyah üniformalar giyerlerken, Temizlikçiler ters karışım giydiler. Zaten izleyiciler, kostüm renklerinin belirli yaş topluluklarını temsil ettiğini ilkin ayrımsayamadılar. Hâlen öyledir. Logan’s Run’ı ilk izleyen, bu farkı anlayamaz…
Romandan, filme değişikliklerden biri de, palmiye çiçeği biçimli ‘Yaşam Saatleri" oldu. Yaşam sınırı 21'den, 30'a uzatıldı. Logan 3 karakteri, Logan 5 oldu. Zorunlu infaz-Atlıkarınca’da yenilenme yöntemi, kitapta çok kez yinelenirken, filmde tek oturumla geçiştirildi…
Buz mağarası sekansı, Los Angeles'ta, yaz ortasında çekildi. Buz içinde donmuş insanlar, püskürtücü ile beyaza boyanmış figüranlardı. Her çekimde, birkaç dakika hareketsiz durmak mecburiyetinde oldular…
Logan'ın elit dairesi terasında, deri kanepe, ‘de Sede’ mobilya şirketi için İsviçreli tasarımcı, Ubald Klug tarafından 1973 yılında yaratıldı. Spesifik parça, model no: DS-1025 olarak adlandırılır. O dönem çok üretilmemişti ve fahiş fiyattaydı…
Son sahnede, ihtiyar adamın yüzüne mütereddit dokunan çekingen kız, sonradan Playboy modeli olacak Ashley Cox'tur. Eş zamanda, Logan ile Jessica’nın kaçışları esnasında, Love Shop sahnesi başında çırılçıplak hâlde Logan'ı kapıyor…
İhtiyar adamın düğmeleri, ABD bozuk paraları. Bilhassa, gerçek düğme yerine bunlardan, derme çatma düğmeler yapıldı…
İlk çekim günü, yönetmen Michael Anderson ve yapımcı Saul David, Logan'ın dairesi ilk sahnesinde, mekânın daha sade görünmesi gerektiğinde oydaşarak, Logan’ın, robdöşambrı andıran siyah ev elbisesinin, kostüm tasarımcısı Bill Thomas’tan, süssüz, tek parça olmasını istediler. Tasarımcı, Logan'ın siyah ev elbisesini, set yapılırken, yaklaşık iki saat içinde bir araya getirdi… Sonra, Michael York, bu bornozu anı olarak sakladı. Üstelik DVD ve Blu-ray yorumunda, -Çok sık giymiyorum. diye tiye alır…
Filmin açılış temasında, elektronik müziğe, orkestra eşlik eder. Kent dışında sahneler için yalnız orkestra müziği kullanılmıştır. Kent içinde orkestra, yalnız yaylı çalgılar, piyano ve elektronik müzikten oluşur…
Jessica ve Holly arasında kavga çok daha uzun olacaktı. Lâkin iki oyuncu, birbirleri saçlarını çok sert çektiklerinde, yönetmen Michael Anderson, onların gerçek kavgaya tutuşmalarından çekinerek, Logan’ın, doktorla dövüştüğü sahnede, kızların kavgalarını ara çekim olarak kullandı…
Film, 1960'ların sonları ve 70'lerin "cinsel devrimi" esnasında yapıldığından, yeni ‘cinsel özgürlüğe’ yumuşak olumlamalar görülür. Logan, Francis'le bir koşucuyu öldürdükten hemen sonra eve döndüğünde, dairesindeki ışınlayıcı da, kendine hoş vakitler geçirecek birini arar. Sunulan ilk refakatçi erkektir; bu tesadüf değildir. Logan, genç adama kibarca gülümser, başını iki yana sallar ve yeniden dener. Jessica, ışınlayıcı da belirince, hemen elini tutarak, ilk insansıların olağan eylemlerini icra ederek, kızı doğrudan ‘çiftleşme etkinliği’ne davet eder. Kız ilgilenmeyince, Logan, kadınları tercih edip, etmediğini sorar… O zamanlar, büyük stüdyo(Major) filmleri için eşcinselliği, olağanca yaygın olarak irdelemek oldukça alışılmadık durumdu; zira o dönemler eşcinsellik bir nevi akıl rahatsızlığı olarak algılanırdı…
Filmin gişe başarısı ardından, Logan'ın Kaçışı müşterek yazarı William F. Nolan, Logan'ın Dünyası (1977) ve Logan'ın Arayışı (1980) isimli iki devam filmi yazdı. Bir kısa roman, Logan'ın Dönüşü, e-kitap olarak yayınlandı. Diğer iki romandan, Logan'ın Yolculuğu(Paul McComas ile yazdı) ve Logan’ın Düşüşü (Jason V. Brock ile yazmıştır) bahsedilmiş, ancak yayımlanmamıştır…
Kent ‘yapay zekâsı’, Logan’ı sorgularken, ‘Huit Medium’ adlı bir yazı tipi kullanır. 8 rakamı için Fransızca, Michel Besnard tarafından tasarlandı ve alfabe seslerini oluşturan bir çift kadın eline dayanıyordu. Ayrıca, Atlantis'ten Adam (1977) başlığında da kullanıldı.
Romanda hikâye 2116'da geçiyor. Kubbe kentte insanlar yirmi birinci yaşlarında ölüyorlar. Palmiye çiçeği biçimli avuç içlerinde renkli billurlar yanıp, sönen kızıl yerine siyaha döner. Logan, ‘son günü’ geldiğinde, sığınağı arayan koşucular için yeraltı demiryoluna sızma fikrini tasarlar. İhtiyar adam, yeraltındaki koşuculara yardım eden kırk iki yaşında gizemli bir adam olan Ballard'dır. Küresel altyapıyı denetleyen yapay zekâ, Crazy Horse Mountain altına gömülüdür. Sığınak, terk edilmiş bir uzay istasyonuna dönüşür ve roman, Logan ile Jessica'nın, Florida'da eski bir uzay programı fırlatma sahasından kalkan bir roketle, Sanctuary'ye kaçmalarıyla biter. Ballard ise, diğer koşucuların kaçmalarına yardım etmek üzere geride kalır.
İhtiyar(Peter Ustinov) sahnesindeki kediler, sette yaşıyorlardı. Ustinov, can sıkıntısını hafifletmek niyetiyle Jenny Agutter için kedi çizimleri yaptı. Birinin adı ‘Cat-tastrophe’ idi Ezilmiş bir kediyi betimlemişti… Bir diğeri, ‘Kedi-atonik’ başlıklı bir zombi kedi idi…
YENİDEN YAPIM
Henüz,
yeniden yapım(Remake) üretilmemiş olsa da, 1990'lar ortasından, 2015'e değin
nerdeyse sürekli bir yeniden yapım hususunda konuşuldu. 1990'lar ortasında,
Warner Bros. filmin yeniden yapımını geliştirmeğe başladı. Nisan 2000'de,
yönetmen Skip Woods, yeniden yapımı yazmak ve yönetmek için stüdyo ve yapımcı
Joel Silver ile görüşmelere başladı. Yönetmen, Crazy Horse Mountain ve gökyüzü
çingeneleri gibi unsurları restore ederek, romanı orijinal filmden daha yakın
hâle getirmeyi planladı. Mart 2004'te, yönetmen Bryan Singer, Logan's Run'ı
geliştirmesi ve yönetmesi için getirildi. Singer, önceki filmin yapım tasarımcısı
Guy Dyas ile çalışmaya başlamıştı. X2 Senaryo yazarları Ethan Gross ve Paul
Todisco, senaryoyu yönetmenle birlikte yazmaları için tutuldular. Film 2005'te
gösterime girecekti. Ekim ayında yönetmen, Logan's Run'ı, ön görselleştirmeye
başladıklarını belirtti. Bu proje, Superman Returns projesinin üretimi bitince,
tamamlanacaktı.
Ertesi Aralık'ta, senarist Dan Harris, kendisinin
ve yönetmenin Logan'ın Kaçışı için ilk taslağı hazırladıklarını söyledi.
Harris, projenin daha da geliştirilmesinin, kendisinin de işbirliği yaptığı
Superman Returns için üretim tamamlandıktan sonra Sydney'de gerçekleşeceğini
söyledi. Senarist, yeniden yapımın orijinal filmden daha fazla aksiyon
içereceğini söyleyerek, önermeyi "film ve kitabın yeniden yapımı"
olarak tanımladı. Şubat 2005'te senaryo yazarı Christopher McQuarrie,
Avustralya'da yapılacak çekimlerle birlikte senaryoyu yeniden yazmak üzere işe
alındı. Şubat 2006'da, Logan's Run'ın üretime Eylül/Ekim 2006'da Vancouver'da
başlaması planlandı. Sonraki Mayıs ayında, Singer'ın Logan'ın Koşusu'nu yönetme
durumu, devam filminin Superman Returns'ün filme alınmasıyla ilgili zamanlama
çatışmaları nedeniyle sorgulanabilir duruma geldi. Mayıs ayına gelindiğinde,
Singer, Logan's Run'ı yönetmeyeceğini doğruladı ve işinin gerektirdiği bir
tatil arayışına girdi.
DİZİ
1977-78 yılları arasında 14 bölüm oynadıktan
sonra sebepsizce yayından kaldırıldı…
Logan'ın Kaçışı, T.V. dizisi, Gregory Harrison'ın, Logan 5 ve Heather Menzies'in Jessica 6 rollerinde oynadıkları bir proje olarak, 16 Eylül 1977'den, 16 Ocak 1978'e değin bir sezon, on dört bölüm sürdü, ABD televizyonu CBS-TV’den, DC Fontana, hikâye editörü olarak görev yaptı. Yanında, orijinal romanın yazarları yanı sıra Star Trek'ten birkaç başka yazar çalıştırdı. Dizinin pilot yapımcılığını kıdemli televizyon yapımcıları Ivan Goff ve Ben Roberts ile değiştirilen Saul David yaptılar.
Dizi ile film arasında birkaç fark var. Domes Kenti'nde, sakinleri avuçlarında can saati yoktur, Francis'in dışarda Logan'ı arayan arkadaşları vardır. Sandman silâhları sersemletici bir ayar ile ayarlanabiliyordu. Kent yapay zekâ tarafından değil, ihtiyarlar heyeti tarafından yönetiliyordu. Kente, ‘Kubbeler Kenti’ diyorlardı. Dış dünyada, Logan ile Jessica'nın etkileşime girebilecekleri pek çok insan vardı. Kent sakinleri aynı zamanda çok daha dünyevi görünüyorlardı ve sinematik meslektaşlarına göre dışarıda olmağa uyumluydular…
Film için tasarlanan aksesuarlardan bazıları dizi için yeniden kullanıldı, Roy Hayes Visual Effects, diziye özel görseller yaptı.
Dizinin son 3 bölümü, programın iptal edilmesi sebebiyle Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlanmadı. Ama Büyük Britanya'da yayınlandı. Ted Turner, MGM kütüphanesini iyileştirince, 80'ler sonlarında TNT'de yayınlandı.
Dizi, 2319'da geçiyor.
Dizi, Amerika’nın aksine İngiltere’de çok reyting getirdi.
Dizi, 1977 sonbaharında piyasaya sürüldüğünden beri, Yıldız Savaşları’nın büyük başarısından ve onu izleyen bilim kurgunun popülerliğinden ilham aldığı varsayılır. Gerçekte, Logan's Run’a dayanan bir dizi, Star Wars yayınlandığında, zaten geliştirme aşamasındaydı. Ancak ardından ortaya çıkan ilk S-F prodüksiyonlarından biri hâline geldi.Haziran 1990'dan, Mart 1992'ye kadar, Adventure Comics, Logan'ın Kaçışı ve Logan'ın Dünyası'nın, her biri altı sayı olan Barry Blair'in sanatıyla ilgili mini dizi çizgi roman uyarlamalarını yayımladı. Logan'ın Arayışı’nın vaat edilen bir uyarlaması asla gerçekleşmedi…
ROMAN
-Küçük Savaş'ın tohumları, 1960'ların
ortalarında, gençlerin gücünü test ederken oturma eylemleri ve öğrenci
gösterileriyle huzursuz bir yaz aylarında ekildi. 1970'lerin başlarında,
Dünya'da yaşayan insanların yüzde 75'inden fazlası yirmi bir yaşın altındaydı.
Nüfus ve bununla birlikte gençlik yüzdesi tırmanmaya devam etti. 1980'lerde, bu
rakam, yüzde 79,7 idi. 1990'larda, yüzde 82.4. 2000’li yıllarda, tamamı aştı…
Logan'ın Kaçışı, William F. Nolan ve George Clayton Johnson'ın müşterek romanı böyle açılıyor. 1967'de yayımlanan roman, yirmi bir yaşına ulaşan herkesin ölümünü zorunlu kılarak, hem nüfusun, hem de kaynak tüketiminin dengede tutulduğu distopik, yaşlı bir gelecek toplumunu betimler. Hikâye, zorla suçlanan bir Sandman olan Logan'ın eylemlerini izler. Sandman’ler, temel kaide olarak, toplumun ölümcül talebinden(yirmi bir yaş üzeri yaşamama) "kaçan" yurttaşları bulup, infaz ederler.
2116 dünyasında, birinin en çok yaşayacağı yaş sınırı yirmi birdir. Bu temel kaide katı biçimde yasalaştırılmıştır. Kişiler, bu yaşa erdiklerinde, ‘Son Gün’ (Last Day) denilen Atlıkarınca etkinliği ile topluca infaz edilirler. Eş zamanda kişilere haz gazı(Sleep Shop) verilerek, acıları meşrulaştırılır. Bir kişinin yaşı, her yedi yılda renk değiştiren sağ avucu içine gömülü palmiye çiçeği biçimli billurun aldığı renk ile ortadadır. Sarı (0-6 yaş), mavi (7-13 yaş), kırmızı (14-20 yaş), ardından ‘son gün’ kırmızı ve siyah yanıp, sönmeğe başlar; sonunda yirmi bir yaşında siyaha döner. Koşucular, bir Sleepshop'a rapor vermeği reddeden ve toplum kaidelerine meydan okuyarak, hürce yaşayabilecekleri yer olan Sanctuary'ye kaçarak, biçilmiş yazgılarından ıraklaşmağa uğraşırlar.
Logan 3, kalıtsal açıdan uygun olmayan biri dokunduğunda, kendini imha eden, seçilir mühimmatlı bir tabanca kullanarak, ‘Kaçaklar’ı avlar. Kendisi bir ‘Derin Uyku Operatörü’dür (Kum Adam da, denir) Kaçaklar, en çok vücut ısısını alan ve vücutta her acı sinirini ateşleyerek, hedefi öldüren 'Homer' adlı bir silâhtan korkarlar. Sandmen, melez bir dövüş sanatları türü olan Omnite'i uygular. Kendi son gününde, Logan, ‘Sığınak’ arayan kaçaklar için görünen bir yeraltı demiryoluna sızmak için bir Kaçak(Runner) olur. Zira özgün öykünün tamamında Logan bir anti kahramandır. Ancak Kaçak’lara karşı bir sempati geliştiriyor ve geleneksel bir kahraman imgesi hâline geliyor. Jessica 6, Logan'ın, Kaçak ağabeyi Doyle 10'u, katedrale kadar kovalar. Adama burada, gençlik evveli evre, "Yavrular" dan bir bağlantı, ona güvenmemesine karşın yardım eder. Başka bir Sandman ve Logan'ın arkadaşı olan Francis, Sanctuary'den önceki son bölüm alanına gelmeyi başardıktan sonra Logan ile Jessica'yı yakalar. Francis, gerçek kimliğinin, kaçışlarını düzenlemeye yardım eden efsanevi Ballard'a ait olduğunu açığa çıkarır. Francis, onlara aslında 42 yaşında olduğunu söyler. Rengini değiştirmeyen bozuk palmiye çiçeği ve plastik cerrahi dükkânlarını kullanması sebebiyle gerçek yaşını ve görünümünü gizleyebilmiştir. Çılgın At Dağı altına gömülü, küresel altyapıyı denetleyen bilgisayarın-yapay zekânın arızalanmaya başladığına ve bununla birlikte toplumun öleceğine inanmaktadır. Sığınağın, daha önce Mars yakınlarında terk edilmiş bir uzay kolonisi olan Argos olduğu ortaya çıkar. Logan ile Jessica, Florida'daki eski bir uzay programı fırlatma sahasından ayrılan bir roketle koloniye kaçarlarken, Ballard, başkalarının kaçmalarına yardım etmeği sürdürür…
Devam filmleri ve yan ürünler(spin-off) üzerine, Nolan, filmin gösterimi ardından sırasıyla, 1977 ve 1980'de yayımlanan, Logan’ın Dünyası ve Logan'ın Araması adlı iki devam hikâyesi yazdı. Ayrıca 2001 yılında, e-kitap olarak yayınlanan Logan'ın Dönüşü adında bir roman var. Diğer iki roman, Logan'ın Yolculuğu ve Logan’ın Düşüşü’nü, sırasıyla, Paul McComas ve Jason V Brock ile beraber yazmışlardır. Logan'ın Dünyası, Logan'ın Dünya'ya dönüşünü izleyen olayları, ilk romanda, sistemden kurtulanlar ve yıkıntılar arasındakileri ele alırken, Logan'ın Araması, Logan’ın, hükûmeti bir kez daha durdurmak üzere uzaylıların yardımlarıyla, gitmesini ele alır. Sistemden bazı küçük değişikliklerle de olsa, ilk romanda kaçtı. George Clayton Johnson, Jessica'nın kaçırılışının, külliyatın ardılı için devam öyküleri(Sequel) gelişimi olduğu belirtti. George Clayton Johnson'ın, 2015 Noel Günü'nde öldüğü esna hikâye henüz geliştirme aşamasındaydı. Çoğu ehlihibrelerce, roman, filmden daha iyi bulundu. Zira film yalnız romanın temel önermesini kullanır: Herkes belirli yaşta ölmelidir.
ARDIL ÖYKÜLogan ile Jessica, dört yıl boyunca Mars'ın
yörüngesindeki bir uzay istasyonu, Argos'ta, (efsanevî Sığınak) üç bin Kaçak ile beraber yaşadılar.
Jaq adında iki yaşında bir oğulları oldu. O esnalar Dünya’da, Ballard'ın kaçış
güzergâhı, Sandmen’lerce keşfedildi ve Derin Uyku Operatörler’i tarafından yok
edildi. Ballard, Crazy Horse Dağı'na kaçtı. Heykel altında yer altı mezarlarına
gömülü, ‘Düşünen Kompleksi-Yapay Zekâ’yı sabote etti. Patlamada öldürülürken,
bilgisayar ağını yok etmeyi ve dünyayı özgürleştirmeyi başardı.
Ballard'ın ölümüyle, Argos'a giden ikmâl
gemileri durdu. Oradaki Kaçaklar, birkaç düzineden daha az olana değin altı yıl
daha dayanmak zorunda kaldılar. Gıdaları tükendi. Veba patlak verdi. Nihayetinde
bir avuç kaldılar. Ve Dünya'ya dönmek zorunda oldular. Logan, Jessica ve Jaq
aralarındalardı. Logan ve ailesi, Washington DC'de, Potomac Irmağı boyunca, ‘Vahşi
Doğa İnsanları’ adlı bir toplulukla anlaştı. Yaşam güçlükleri karşısında,
çiftçilik yapmağı öğrenmek zorunda kaldı. Ama Jaq, ölümcül bir hastalığa
yakalandı. Logan, oğlu için ilâç bulmak üzere gizlice Angeles Kompleksi'ne
gitti. O gittikten sonra, çingeneler biri, annesini korurken, Jaq’ı öldürdü. Ve
Jessica’yı kaçırdı. İlâçla döndüğünde, durumu gören Logan, bu kez karısını
kurtarmak ve öldürülen oğlunun intikamını almak için yine yollara düştü…
Hikâye ilerledikçe, Golden Gate Köprüsü'nün paslı kabuğunda yaşayan kör mistiklerle tanıştı. New York Kompleksi'ne gitti. Nihâyet Crazy Horse Mountain'a geri döndü. Burada, Thinker'ın-Yapay Zekâ’nın, eski bir Deep olan Gant tarafından yeniden etkinleştirildiğini keşfetti. Logan'a, dünyasını yok etmesinden derin nefret duyan uyku ajanı Gant, onu tuzağa düşürmek için çingenelerden, Jessica'yı satın aldı. Logan ile Jessica’yla daha önceki koşullarda tanışan ‘Yavru’ lâkaplı genç bir kadın Mary, Gant'ın insanlığı yeniden köleleştirme planını alt etmelerine yardımcı oldu… Logan'ın bu romanda hâlâ Sandman silâhı kullanıyor. Esasında, Logan'ın böyle bir kutu silâhı var. Ardıl roman, Logan’ın Arayışı’dır…
Logan’s Run, ne roman, ne de çizgi roman olarak Türkçe’de yayımlanmadı. Dilerim, yayımcıların böyle niyetleri vardır yahut olur. Nitekim Logan’ın avantürleri, Türkçe olarak bilhassa ‘kıyamet sonrası’ tem’in yönelim patlaması yaşadığı zamanımızda, meselâ ciltli kapak, fildişi kâğıt cinsiyle yoğun ilgi görecektir…
Naçizane, nihâi bir metin kaleme almağa uğraştım. Başka yazılarda görüşmek üzere...