LOGAN'S RUN

Yazıma başlamadan evvel belirteyim, metnim öncelikle, bağımlısı olduğum türü, hakkıyla görselleştirdiğini düşündüğüm, bu bakımdan hayran olduğum kült yapıntıya yöneliktir. Filmin, genel kabulde karşılığı(bezirgân deyimle, başarısı-başarısızlığı) ile alâkasızdır…

1976 tarihli Logan's Run, ‘Dolby Stereo’ olarak çekilen ilk film, Michael Anderson rejili, William F. Nolan ve George Clayton Johnson tarafından yazılmış bilimkurgu roman uyarlaması mahşer ardılı-post apokaliptik, distopyadır…

Başrollerde, Logan 5 rolünde Michael York, Jessica 6 rolünde Jenny Agutter bulunuyorlar. Yardımcı rollerde, Francis 7 rolünde Richard Jordan, güzellik merkezinde çift taraflı ajan Holly rolünde aynı yıllar televizyonlarda melek olarak cirit atan ve 2009’da kanserden yaşamını yitiren Farrah Fawcett ve elbette beyaz sarayda Logan ile Jessica’nın karşısına çıkan ihtiyar adam rolünde duayen aktör Peter Ustinov eşlik etmekteler…

Ayrıca, 1977-78 yıllarında çekilen bir sezon, 14 bölümlük bir dizisi de mevcut. Ancak son 3 bölümü gösterilmeden sonuçsuzca yayından kaldırılmış. (Firefly gibi)

Logan’s Run, başarılı gelecekçi tahayyülü ile zamanı ötesi toplumsal siyasi bilim kurgu olarak muhakkak görülmesi icap eden muazzam bir tür filmi. Girizgâh mahiyetinde ön tanımı geçelim, sizlerle olası bir atiye, tadından yenmez bir kült bilim kurgu avantüre girişelim…

ÖYKÜ

“23. yüzyılın bir döneminde… Savaştan kurtulanlar, nüfus artışı ve kirlilik ile başa çıkmak için büyük bir şehirde yaşıyorlardı. Şehir dış dünyaya kapatılmıştı. İnsanlar burada mutluluk içinde yaşıyorlardı ve tüm ihtiyaçları sistem tarafından karşılanıyordu. Tek bir problem vardı, her şeye sahiplerdi… Ta ki, 30 yaşlarına gelene değin.”

23. Yüzyıl’da, muhtemelen göremeyeceğimiz olası bir atide, Dünya büsbütün harap olmuş, insan sopu tükenme raddesine gelmiş, yeryüzünde, yaşama elverişli bölge kalmamıştır. Yaşayan son insanlar, yeraltına inşa edilmiş, teknik olarak muazzam yetkinlikte kubbe kentlere çekilmişlerdir…

Bu yerde hayat tamamen tutkular üzerine kuruludur. Herkes arzuladığı kimse ile beraber olur ve dilediğince zevke boğulur. (Huxley, Cesur Yeni Dünya) Kadın, erkek yaşlarınca renk ayrımıyla, kızıl, yeşil, sarı tayt, tunik, külotlu çorap(haz nesnesi) giymektedirler. Her şey, olağan ötesi hoştur. İnsanlar ongundur. Otuz yaşını dolduranlar hariç…

İnkübasyon ile yaratılan bebeklerin avuçlarında, minik, ak billurlar bulunmaktadır. Başka bebekle belli müddet aynı ortamda tutulurlar. Bu taşlar, insan geliştikçe, yaşamı evrelerine göre renk değiştirerek, yeşil, sarı, kızıl olur; ta ki, otuzuncu yaşına değin… Otuz yaşını dolduranların ayaları özeğinde billurlar kızıl yanıp, sönmeğe başlar. Koşullandırıldıkları inanışları doğrultusunda yenilenerek, yeniden doğmak(ruh göçü) sevinciyle ‘Atlı Karınca’ dedikleri bir ayini icra etmek üzere enli, müdevver bir salonda toplaşırlar. Otuz yaşını aşmamışlar, bir ân evvel bu kutsal yenilenmeğe kavuşabilmek umuduyla, ortada kara zeminli alanı çevreleyen, sıra sıra yükselen oturma yerlerine kurularak, ölüme hayranlık beslemekle, bu sıra dışı, tutarsız gösteriye müşterek olurlar. Siyah zeminli alan odağında, devâsa kızıl billur toplaşan kukuletalı beyaz cüppeler içinde son anlarını yaşayanlar, ters yerçekimi kuvveti tesiriyle, durumu vurgulayan elektronik tema nezaretinde, billur üzerinde ağırdan havalanarak, siyah alan semasında uçuşmağa başlarlar. Burgaçvari hava akımı tesiriyle yükselerek, belli noktada güçlü biçimde patlarlar. Herkes, bu görüntüyü metanetsiz zevkle izliyor. Yenileceklerine inandıklarından, onlar yerinde olmağa can atıyorlar. Gösteriyi büyük coşkuyla izleyen ve bir Sandman olan ana ıra Logan 5 ile kendisi gibi bir kum adam Francis 7, Logan’ın bildirim cihazına gelen sinyal üzerine töreni yarıda kesmek durumunda kalırlar. Otuzuncu yaşını aşmış bir kaçağın yerini gösteren sinyal peşine düşerler. Kaçağı bulduklarında, deyimi yerinde kedi, fare kovalamacası başlar. Logan ve Francis, acımasız öldürme tutkusuyla işi, eğleşmek adına, iveğenleştirmeden sürdürürler. Neandertaller’in, avlamak kaydıyla ateşler yakarak, yönlendirdikleri Mamut sürüleri gibi adamın kaçış yönüne ateş edip, belli yönlere çekerek, ortalarında tutuyorlar. Bu vahşi oyun, adamın köşeye sıkıştırmalarıyla nihayete eriyor; Loga, adamı vuruyor; adam, üçüncü kattan betona çakılır. Logan hemen aşağı inip, adamın üzerini arıyor. ‘Ankh’ denilen küçük, metal nesne buluyor. Francis gelemeden, cebinden çıkardığı çantasına koyuyor. Eylemleri ve müdavimi oldukları dizgeden kuşku duymayan Logan ve Francis, muzaffer edâyla oradan ıraklaşırlarken, hızlı uçan bir taşıyıcıya binmiş görevli bir adam geliyor. Bir nevi özdeciklerine ayırma işlemi ardılında ceset hiç emare kalmaksızın yok edilir…

Tüm Sandman’ler gibi Logan, konumu ayrıcalıklarından enlice yararlanarak, zemini siyah mermer, yüksek tavanlı, geniş, elit bir dairede oturuyor. Yoğun mesai ardılı argınlığını, haz dolu bir zamanla unutmak için ışınlayıcı aracılığıyla bir kadın çağırmak istiyor; başta yanlış kişi gelse de, sonunda ve aslında kasıtlı olarak kendini ona çeken Jessica 6’i ışınlıyor. İlk zuhur gerçekleşir. Ancak Jessica, Logan’ın sevişme arzusunu reddeder. Logan sebebini sorunca, ilk kuşku başlıyor. Zira Jessica, Logan’ın doğru bellediği her şeyi kararlılıkla reddediyor. Logan umduğum biriyle karşılaşmayınca şaşalıyor elbet. Üzerine, Francis kollarında iki kızla gelince, Jessica orayı terk eder…

Jessica’nın, Logan'ın aklını çelmesi ve dâhil olduğu isyancı toplulukla görüştürmek istemesi, bunun üzere yasak bölgeye girişleri, orada Francis’in, onları bir kadın kaçağa yardım ederken, ıraktan görmesi. Ve Logan’ın kadına, esasında kendilerinin de otuzuncu yaşlarını çoktan aştıklarını, ancak kullandıkları bir tür hap sayesinde avuçlarındaki billurun hiç kızıllaşarak, yanıp, sönmediğini anlatır. Francis ve Logan’ı birbirlerine bağlayan biricik gizleri ifşa olmuş, dostlukları ciddi yara almıştır. 

Ortağının güvenini yitirmesiyle, Jessica ile Logan kaçak durumuna düşerler. Gen kliniğine giderek yüzlerini-kimliklerini değiştirmek isterler. Asistan Holly, onlara yardımcı olarak, doktorla görüştürür. Ancak doktora, haber gelince, adam, Logan’ı ışınlarla kesmeğe yeltenir. Boğuşurlar… Logan, adamı kalktığı kılgı masasına yatırınca, kendi ışınları adamı keser, doktor ölür. Üstüne Francis’de oraya gelince, Logan ile Jessica kaçarlar. En dikkat çeken mekân ve hikâyenin kapalılık duygusunun yittiği gerçek gözüken yalanların tematik yıkılışı, bir çeşit seks yuvası, Aşk Mağazası(Love Shop) dedikleri herkesin çırılçıplak seviştikleri yerden Jessica ve Logan’ın kaçışlarıyla gerçekleşir.

Francis, onları takip etmeyi sürdürür… Jessica'nın, isyancıların bölgesine giriş anahtarı(Ankh) sayesinde bir müddet kurtulurlar. Bu kez karşılarına, isyancılar ve onları kentte ki kovalamacada yüzlerini(kimliklerini) değiştirmek için sığındıkları gen kliniğinde, çıkan arbedede, onları doktorun ölümünden sorumlu bilen asistan Holly çıkar. Holly, isyancı topluluğa dâhildir. Başta kuşku duyarlar, nihayetinde ikna olurlar. Logan'ın üzerinde vericiden yerleri tespit edildiğinden, sığınağı basan Sandman ordusu ortalığı yakıp, yıkarak herkesi öldürür. Logan ile Jessica yine kaçarlar. Onları, yeraltı havalandırma ve su kanallarında takip eden Francis, arkalarından yaklaştığı bir ân ateş eder ve tatlı su deposunu vurarak, deler. Basıncı kaldıramayan duvarı patlayınca, ortalık su içinde kalır. Logan ile Jessica’da bundan nasiplenirler. Yüzeye çıkan yük asansörüne binerler. Yukarı yükseldikçe, bedenleri buz tutmağa başlar…

Her kaçmağa teşebbüs edenlerin geldikleri son nokta olan ve dizgeye hizmet eden bir özdevinir tarafından denetlenen bölge olan yapay buz mağarasında, ilkin konuksever karşılansalar da, ardından mekaniğin esas niyeti açığa çıkınca(her geleni donduruyor), orayı başına yıkıp, sıvışırlar…

Öykü ardılı, hep yaşama uğraşıyla geçer… Jessica başta çok ürkek davranır(eteği altına kertenkele kaçınca, yaygarayı basıyor). Geleceğin yitik Washington’unda, kümbeti ile duvarlarını sarmaşanlar bürümüş kongre binası, kedilerle dolu ana salonunda, ihtiyar bir adamla karşılaşırlar. Ansızın önlerine fırlayan bir kediden çok ürkerler. Adamın kıllarla dolu yüzü ve buruşuk tenini hayretle incelerler. Sonra, onunla tanışır, hikâyesini işitirler. Kendisine yakınlık duymağa başlarlar. Logan ile Jessica, en nihâyetinde kaçmanın âdil bir seçenek olmadığını, her şeyden bihaber, beride bıraktıkları o insanlara gerçeği borçlu olduklarını anlayarak, kubbe kente dönüş yoluna koyulurlar. Bu yolculukta, ihtiyar da, eşlik eder. Kente doğrudan girmenin yolu olmadığından, deni suyunu, elektroliz yöntemi ile ayrıştırdıkları açıklıktan suya dalarak, ayrışmak üzere içeri çekildiği kanalı izleyerek, sızmayı başarırlar. Lâkin henüz gerçeklere hazır olmayan toplumu ayaküstü aydınlatmağa kalktıklarında, yakayı ele verirler. Logan, güç kullanılarak oturtulduğu sandalyede, tüm dizgeye hâkim yapay zekâyı alt etmeyi başararak, düzenin çöküşüne sebep olur. Ve herkes gerçek dünya ile tanışır. İhtiyar adamı gören yirmilik insanlar, çehresinde tüylere şaşkınla bakarak, dokunurlar…
      
ALT METİN

Alttan alta kendini dayatan her Amerikan filmi gibi, Logan’ın Kaçışı’da, bizi bundan nasiplendiriyor. Yahut kimimize de, öyle yaptığını varsayıyor… Naçizane, zamansal sıralamayla öz bir çözümleme sunmak istiyorum:

-Alâmet-i fârikası batı olan yahut böyle temellendirilen soyut, somut her icraat, kendini uzun vadede güncelleyerek, yeniden karşımıza çıkar. Logan’s Run, bunun için epey gecikti; daha doğrusu bekletildi. Zira artık nihâyetlerini yaşadığımız ‘Yeni Dünya Düzeni’ni, mahiyeti gereği böylesi bir iş taçlandırabilir; en iyi o ifade edebilir. Bu sebeple nevi gerekçelerle ‘yeniden yapımı’ bilhassa, çok kere ertelenmiştir. Özünde, uçuk evangelist-kabalist kaygılardan öte değildir. İçi boşluğunu, fetişist ögelerle bezenmiş bir seyirlikte, törensel uygulamalarla doldurabilmiştir…

-Kentin, ‘gelecekçi’ tasarımı, içinde göstermelik biçimde oraya, buraya gidip, gelen raylı dizgesi ve mehil yüzeyli araçları, temelleri sağlam özekçil yapı izlenimi sunmakla, göze hitap etmekten öteye gitmeyen iki boyutlu dekorlar gibi kalıyorlar. Film, nevi kültürü bünyesinde harmanlamış bir endüstrileşme ürünü olsa da, türevleri gibi dinî yaymaca’dan fazlasını sunamıyor ne yazık ki…

-Oyuncuların giyimleri, erkeklerde alt içlikler, kadınlarda tül külotlu çoraplar, izleyicilerin ilkin ayrımsayamadıkları üzere basitçe yaş aralığını temsil etseler de, kişiyi, baskıcı varoluşun cazibesine çeken haz nesnesi olabiliyorlar ancak. Meselâ ‘Love Shop’ sekansında, Logan ile Jessica, Francis peşlerindeyken, çıplak yurttaşlar arasından sıyırılarak, kaçmağa uğraşmaları esnasında, kadınların göğüs çekimleri sansürlenerek, uç bölgeleri üst çizgilerinden kesilmiş…

-Dönemin toplumsal haykırışları(70’lerde, siyah-beyaz çatışması), filmin hem elektronik müziklerinde, hem de ‘Kaçak’ların dengesiz ruh hâllerinde vurgulanıyor. Filmin elektronik temaları, soğuk savaşa harmanlı özdecik çağı ve yabancılaşma tesirleriyle yüklü. Görsel kurgusu ve o dönemler 2000’lere değin(Underground sinemacılar hariç) hemen tüm Amerikan filmlerinin anlatı geleneğini temellendirmiş, meşhur ‘acıklı anlatı’(kahramanın inisiyasyonu) kurgusu birimleri, yüzeysel müştereklikle, nerdeyse bir asırdır kültürel istismara uğrayan dünyanın aydınlanma-inisiyasyon sürecini tamamladığı şu günleri muştuluyor…

-Filmde hiç siyahî oyuncu bulunmuyor. Aryan-üstün ırk vurgusu adına topyekûn açık tenli oyuncular seçilmiş… Meselelerini, deyimi yerinde tereyağından kıl çeker gibi çözmeye alışmış bir siyasî mekanizmanın, tipik değer algısının ürünüler…

-Francis 7 karakteri, son yaş evresi(7) bulunan bir karakter olarak, incilde, yedinci inayeti temsil ediyor. Yenilenmenin karşılığı da, yukarda değindiğim üzere her yüz yılda bir toplu-küresel değişim…

-Dış dünya sahnelerinde, kıyamet sonrası tasarımının, dönemine göre de dahi, bütçeyi zorlayacak ölçütte olmadığı kanaatindeyim. Sarmaşanlar bürümüş kongre merkezi, yakın geleceğin alegorisi. Mesela, Jessica, burası neresi deyip duruyor. Buranın altında bir yer var mı diye soruyor…

-‘Love Shop’ sekansında, Logan ile Jessica’nın, Francis’den kaçışları esnasında, upuzun demir merdivenlerden aşağı inişleri, başka deyişle, piramidin tabanına yolculukları(arslanları, kuzular arasına)… Onlar, bizi değiştirmeye gelecekler ve buna hazır olmayacağız…

-Film, yüzlerce alt okuma içerse de, hepsi eş nihâyete hizmet ediyor…

-‘Dramatik anlatı’ babında, Eski Türk tarihini bilmeden, öğrenmeden ahkâm kesen bir adam, Yusuf Kampet ile Kahramanın Yolluğu düşleri üzerinden irdeleme sunmak istemedim sizlere. Zira pek aşina tetkik biçimi. Onun öncülü sayılacak ‘Aristo Kurgusu’ olarak, kabaca üç Akt’a ayırdığımızda, ikinci akt sonu doruk, Y.Z.’nin çöküşü, üçüncü akt, kent sakinlerinin, dış dünyaya çıkışları(tevratta göç-exodus). Tipik Amerikan ürünü olarak nereye baksanız, din söylevi Logan’s Run. Anlamayanlara, fetişist hazlardan, gelecek fantezisiyle, başka dünya mümkün…

FİLME DAİR

Türkçe’ye, ‘Hayal Şehir’ olarak çevrilen, 1976 yapımı Logan’ın Kaçışı, ne yazık ki, Türkiye’de gösterime girmemiştir. Dünya’da ilk gösterim, ABD’de, 23 Haziran 1976’da gerçekleşmiştir. 1976 ile Nisan 1978 tarihleri aralığında, yirmi ülkede gösterime girmiştir. En son Yunanistan’da, Kasım 2020’de, Thessaloniki Uluslararası Film Festivali’nde gösterilmiştir…

Michael Bay’in, 2005 yapımı distopyası, Ada(The Island), Logan’s Run anlatı taslağı ve görsel biçimselliklerini baz almıştır. Ana ıralar, bariz ayrımlar hariç nerdeyse tıpkıdır…

Kentin, kaydırmalı dış genel çekimleri (Establishing Shot) için bütünlüklü, birebir minyatür maketler inşa edildi. İç çekimler, Dallas’ta, bir alışveriş merkezinde yapıldı. Geriye kalan parçalı çekimler, stüdyo ve bazı gerçek mekânlarda üretildi…

Jenny Agutter, filmde giydiği mini elbise ile bir türlü rahat edemiyordu. Hafif kumaştan imal edilmiş olması, en ufak harekette dahi uçuşup, açılmasına sebep olduğundan ve bilhassa dış dünya sahnelerinde giyim çapaçul hâl alınca daha açıldığından, çekimler boyunca huzursuzdu…

Logan ile Jessica için düşünülen ilk isimler John Voight ve Lindsay Wagner idi. Fakat ikisi çok çiğ ve soluk kaldıklarından, ayrıca John Voight’un işleri yoğunluğundan ötürü vazgeçildi… Dikkat edilirse, Logan’ı canlandıran oyuncu Michael York’un sarışınlığı, Jenny Agutter’in, kumral saçları ve teni ile dengeleniyordu…

Birbirine çok zıt kişilikler canlandırmış, duayen oyuncu Peter Ustinov, replikleri genelinde, emprovize oynadı. Kongre binası sahnesine baktığımız zaman Ustinov’un, koca sahnenin tüm mizansenini yüklendiğini görmekteyiz. Zira bu sebeple Logan ve Francis arasında, bu ağırlığı biraz olsun gölgeleyecek ölümcül bir dövüş kısmı yerleştirilmiştir…

Kent için kullanılan minyatürler, 1984’te, The Ice Pirates filminde de kullanıldı. Daha sonra bazı parçalar orta ölçekli stüdyolara, ‘B’ türü filmlerinde kullanmaları üzere satıldı. Kimi imha edilirken, kimi de, açık arttırma ile meraklılarına gitti…

Filmin azımsanmayacak hayran kitlesi bulunuyor. Jessica’nın elbisesi ve koyu ten rengi külotlu çorabı çok benzeri imal edildi ve sayısız etkinlikte hayranlarınca giyildi…

İhtiyar, Logan'a, Kongre Binası duvarlarında asılı duran portrelerden bazılarını gösterir. Kamera, eski başkan Richard Nixon'un bir portresini görüntüler; ihtiyar, “Eskiden ona, aldatıcı derlerdi…” diye mırıldanır. Ustinov, replikleri tamamında mırıldanmaktadır. Zira gerçekte, henüz ‘aydınlanma-inisiyasyon’ sürecini tamamlamamış dünyaya, çok fazla giz sunmaktan kaçınılır…

‘Love Shop’ sekansı başlangıçta, yaklaşık dört dakika sürmüştü. Ancak filmin ‘PG’ derecesine sahip olması için yeniden düzenleme gerektirdi. Özdevinirin(Robot), Logan ve Jessica'nın çıplak bir buz heykelini yaptığı sahne, sözde müstehcenliği sebebiyle kesildi. Oyun Makinesi’nde, ‘Hallucimill’(Halüsinasyon sözcüğünden türeme) Sanrı mağazasını ziyaret eden birkaç karakterin bulunduğu bir sahne, uyuşturucu kullanımına özendirdiği gerekçesiyle kesildi. Stüdyo sahibi Kirk Kerkorian, stüdyonun kapsamlı arşivlerinden, elindekileri satıp, kalan görüntüleri attığında, tüm ek görüntüler ve fon müziği artık ‘Büyük MGM Tasfiyesi’ olarak bilinen süreçte kayboldu… Tipik bezirgân zihniyetli iş bilmezliğin sureti bu genel davranış sebebiyle o görüntüler, bilinçli olaraktan telafisiz yitirildiler…

Romanda, ‘Yaşam Saati’ renkleri, yedi yılda bir değişiyor: Sarı (doğum-6), mavi (7-13), kırmızı (14-20), kırmızı ve siyah son gün ve 21'de siyah. Film’de ise, ​​30 olarak değiştirildi. Zira 21 yaş altında tüm karakterlerle, bir oyuncu kadrosuna sahip olmanın gerçekçi olmayacağı kanaatine varıldı…

Logan ile Jessica'nın, yeraltı kentine yeniden girerken, çıktıkları havuz, MGM'de ünlü ‘Esther Williams’ tankıdır.

Şelâleler ve Logan'ın kubbeye geri dönmek için atladığı basamaklar, Fort Worth, Teksas'ta, ‘Su Bahçeleri’ havuzudur. Ana havuz, eskiden dokuz fit derinliğindeydi. Logan ile Jessica'nın daldıkları yer yakınında dört kişinin boğulmaları ardından 2004'te kapandı. 2007'de yeniden açıldığında, derinlik iki fit'e düşmüştü…

Otuzuncu yaşlarına basanların yenilenerek öldükleri ‘Atlıkarınca’ sahnesinde, bir film için şimdiye değin yapılmış en karmaşık uçma gösterilerindendir. Set üzerine, aşağıda döner zemin levhasıyla uyumlu dönecek biçimde tasarlanmış dairesel bir teçhizat inşa edildi. Başlangıçta, sanatçılar, ince destek kabloları için mekanizmayı çalıştıran tek bir vinç tarafından destekleniyordu. Deneme sırasında kablolar karıştı. Her dublörün çözülmesi ve bir bakım asansöründe teçhizattan indirilmesi gerekiyordu. Teçhizat yeniden tasarlandı. Böylece dublörler, acil bir durumda gücü kesen bir ‘panik’ anahtarına bağlı tüm vinçler ile kendi ayrı vincinde olacaklardı. Ters çekimler için, arena tavanında beyaz billur sahne zeminine inşa edildi ve sanatçılar, ona doğru indirildiler. Daha sonra bu çekimler, sanatçıların yukarı doğru hareket ediyorlarmış gibi görünmesi için baş aşağı çekildi.

Kostümler, başlangıçta çok daha betimleyici olacak biçimde tasarlandılar. Ama bu durum, çehrelerle, ellerin makyajları için aşırı harcama gerektirdiğinden, yaş aralıklarına göre bariz renkler yeğlendi.

Kumadamlar ve Temizlikçiler hariç herkes, yaşam saatleri ile aynı renkte giysiler giydiler. Kumadamlar, gümüş şeritli siyah üniformalar giyerlerken, Temizlikçiler ters karışım giydiler. Zaten izleyiciler, kostüm renklerinin belirli yaş topluluklarını temsil ettiğini ilkin ayrımsayamadılar. Hâlen öyledir. Logan’s Run’ı ilk izleyen, bu farkı anlayamaz…

Romandan, filme değişikliklerden biri de, palmiye çiçeği biçimli ‘Yaşam Saatleri" oldu. Yaşam sınırı 21'den, 30'a uzatıldı. Logan 3 karakteri, Logan 5 oldu. Zorunlu infaz-Atlıkarınca’da yenilenme yöntemi, kitapta çok kez yinelenirken, filmde tek oturumla geçiştirildi…

Buz mağarası sekansı, Los Angeles'ta, yaz ortasında çekildi. Buz içinde donmuş insanlar, püskürtücü ile beyaza boyanmış figüranlardı. Her çekimde, birkaç dakika hareketsiz durmak mecburiyetinde oldular…

Logan'ın elit dairesi terasında, deri kanepe, ‘de Sede’ mobilya şirketi için İsviçreli tasarımcı, Ubald Klug tarafından 1973 yılında yaratıldı. Spesifik parça, model no: DS-1025 olarak adlandırılır. O dönem çok üretilmemişti ve fahiş fiyattaydı…

Son sahnede, ihtiyar adamın yüzüne mütereddit dokunan çekingen kız, sonradan Playboy modeli olacak Ashley Cox'tur. Eş zamanda, Logan ile Jessica’nın kaçışları esnasında, Love Shop sahnesi başında çırılçıplak hâlde Logan'ı kapıyor…

İhtiyar adamın düğmeleri, ABD bozuk paraları. Bilhassa, gerçek düğme yerine bunlardan, derme çatma düğmeler yapıldı…

İlk çekim günü, yönetmen Michael Anderson ve yapımcı Saul David, Logan'ın dairesi ilk sahnesinde, mekânın daha sade görünmesi gerektiğinde oydaşarak, Logan’ın, robdöşambrı andıran siyah ev elbisesinin, kostüm tasarımcısı Bill Thomas’tan, süssüz, tek parça olmasını istediler. Tasarımcı, Logan'ın siyah ev elbisesini, set yapılırken, yaklaşık iki saat içinde bir araya getirdi… Sonra, Michael York, bu bornozu anı olarak sakladı. Üstelik DVD ve Blu-ray yorumunda, -Çok sık giymiyorum. diye tiye alır…

Filmin açılış temasında, elektronik müziğe, orkestra eşlik eder. Kent dışında sahneler için yalnız orkestra müziği kullanılmıştır. Kent içinde orkestra, yalnız yaylı çalgılar, piyano ve elektronik müzikten oluşur…

Jessica ve Holly arasında kavga çok daha uzun olacaktı. Lâkin iki oyuncu, birbirleri saçlarını çok sert çektiklerinde, yönetmen Michael Anderson, onların gerçek kavgaya tutuşmalarından çekinerek, Logan’ın, doktorla dövüştüğü sahnede, kızların kavgalarını ara çekim olarak kullandı…

Film, 1960'ların sonları ve 70'lerin "cinsel devrimi" esnasında yapıldığından, yeni ‘cinsel özgürlüğe’ yumuşak olumlamalar görülür. Logan, Francis'le bir koşucuyu öldürdükten hemen sonra eve döndüğünde, dairesindeki ışınlayıcı da, kendine hoş vakitler geçirecek birini arar. Sunulan ilk refakatçi erkektir; bu tesadüf değildir. Logan, genç adama kibarca gülümser, başını iki yana sallar ve yeniden dener. Jessica, ışınlayıcı da belirince, hemen elini tutarak, ilk insansıların olağan eylemlerini icra ederek, kızı doğrudan ‘çiftleşme etkinliği’ne davet eder. Kız ilgilenmeyince, Logan, kadınları tercih edip, etmediğini sorar… O zamanlar, büyük stüdyo(Major) filmleri için eşcinselliği, olağanca yaygın olarak irdelemek oldukça alışılmadık durumdu; zira o dönemler eşcinsellik bir nevi akıl rahatsızlığı olarak algılanırdı…

Filmin gişe başarısı ardından, Logan'ın Kaçışı müşterek yazarı William F. Nolan, Logan'ın Dünyası (1977) ve Logan'ın Arayışı (1980) isimli iki devam filmi yazdı. Bir kısa roman, Logan'ın Dönüşü, e-kitap olarak yayınlandı. Diğer iki romandan, Logan'ın Yolculuğu(Paul McComas ile yazdı) ve Logan’ın Düşüşü (Jason V. Brock ile yazmıştır) bahsedilmiş, ancak yayımlanmamıştır…

Kent ‘yapay zekâsı’, Logan’ı sorgularken, ‘Huit Medium’ adlı bir yazı tipi kullanır. 8 rakamı için Fransızca, Michel Besnard tarafından tasarlandı ve alfabe seslerini oluşturan bir çift kadın eline dayanıyordu. Ayrıca, Atlantis'ten Adam (1977) başlığında da kullanıldı.

Romanda hikâye 2116'da geçiyor. Kubbe kentte insanlar yirmi birinci yaşlarında ölüyorlar. Palmiye çiçeği biçimli avuç içlerinde renkli billurlar yanıp, sönen kızıl yerine siyaha döner. Logan, ‘son günü’ geldiğinde, sığınağı arayan koşucular için yeraltı demiryoluna sızma fikrini tasarlar. İhtiyar adam, yeraltındaki koşuculara yardım eden kırk iki yaşında gizemli bir adam olan Ballard'dır. Küresel altyapıyı denetleyen yapay zekâ, Crazy Horse Mountain altına gömülüdür. Sığınak, terk edilmiş bir uzay istasyonuna dönüşür ve roman, Logan ile Jessica'nın, Florida'da eski bir uzay programı fırlatma sahasından kalkan bir roketle, Sanctuary'ye kaçmalarıyla biter. Ballard ise, diğer koşucuların kaçmalarına yardım etmek üzere geride kalır.

İhtiyar(Peter Ustinov) sahnesindeki kediler, sette yaşıyorlardı. Ustinov, can sıkıntısını hafifletmek niyetiyle Jenny Agutter için kedi çizimleri yaptı. Birinin adı ‘Cat-tastrophe’ idi Ezilmiş bir kediyi betimlemişti… Bir diğeri, ‘Kedi-atonik’ başlıklı bir zombi kedi idi…

1990'ların ortalarından bu yana, kaynak romanı başarılı bir şekilde yeniden uyarlamak için pek çok girişimde bulunuldu; buna 1997'de Warner Brothers tarafından duyurulan ve Leonardo DiCaprio'nun oynayacağı söylenen, doğrudan roman uyarlaması da dâhil. Eylül 2020 itibariyle, proje hâlâ geliştirme aşamasında. 1997’de DiCaprio’nun, oynayacağı film, kitaba daha yakın duracak, insanların en fazla yaş sınırı 21 olacaktı. Lâkin Time Warner, taslak aşamasında projeyi rafa kaldırdı… 2010’larda, Ryan Gosling’in, Logan’ı canlandıracağı söylenmişti. O da iptal edildi. Gosling, 2017 yapımı Blade Runner 2049’da oynadı. 2015 yılında filmin yapımcılığını üstleneceği açıklanan Simon Kinberg en sonunda filmin yönetmen koltuğuna da oturma kararı almıştı. Kendisinden evvel yeniden yapım için anlaşılan Bryan Singer ve ardından Joseph Kosinski'nin ikisinin de, projeden ayrılmaları ardından uzun zaman haber gelmeyen projenin yönetmen koltuğunu, X-Men: Dark Phoenix'in yönetmeni, Simon Kinberg üstlenecek. Kinberg, yeniden uyarlamanın, ‘Açlık Oyunları’ tarzında düşündüğünü söylemişti. Neticede Logan's Run, Açlık Oyunları ve Labirent gibi çoğu filme, roman serisine esin olmuştu. Warner Bros. bu kez büyük bir seri tasarlıyor. Hem ilk filmden, hem de romanlardan çok farklı bir hikâye ile baştan çekileceği, ayrıca Logan’ın başka yerlere gideceği yeni maceraları içeren devam filmleriyle yepyeni, büyük bir külliyat yaratılacağı belirtilmişti… Kanımca, Blade Runner 2049 (2017), Dune: Desert Planet (2021) külliyatlarını muazzam görsellikle yeniden uyarlayan Denis Villeneuve, bu iki film gibi yine Time Warner işi olan Logan’s Run’ın layıkıyla üstesinden gelebilirdi…

Jenny Agutter'ın kısa çıplak sahnesine rağmen, bu filme MPAA tarafından PG derecesi verildi.

MGM, film çekilmeden evvel kitabın bir film olarak işe yarayacağına, Soylent Green (1973) ve Batı Dünyası (1973) gişede başarı yakaladıktan sonra ikna oldu.

Film için yapılan setlerin 1930'ların ve 1940'ların muhteşem müzikal gösterilerinden bu yana MGM Stüdyolarında yapılan en büyük ve en pahalı setler olduğunu belirtti.

Filmde kullanılan araçlara, elektrikli golf arabası motorları eklendi…

Jenny Agutter, 2002 tarihli bir röportajında, bu filmi yapmaktan zevk alırken, giymek zorunda kaldığı açık kıyafeti oldukça utanç verici olduğunu söyledi. Yine de, Logan’s Run ardından gelecek yıl gösterime giren 1977 yapımı Equus filminde, harada çırılçıplak sevişiyordu…

Kumadam’ların silâhları, küçük bütan gazı kartuşları kullanarak çalışıyordu. Ancak tetik çekildiğinde gaz her zaman tutuşmadığından, kamera karşısında pek güvenilmezdi. Michael York'a göre, -Bu sefil silâhlar, ateşledikleri kadar yanlış ateşlediler. Çok fazla teknik husus vardı. Ama şükürler olsun ki, her zaman bluescreen karşısında durmuyorduk.

Şehir manzarası görüntüleri, Paramount Pictures tarafından Star Trek: The Next Generation: Tapestry (1993)’de yeniden kullanıldı. Picard'ın odası pencerelerinin dışında bu genel görünüm vardı…

Buz mağarasına giden asansörü denetleyen pistonların ara görüntüleri, yönetmen Michael Anderson'ın, Kapta’nın İntikamı (1959) çekildi.

Francis(Richard Jordan) tarafından öldürülen kadın kaçak, aynı zamanda yapımcı Saul David'in asistanlığını yapan Lara Lindsay tarafından canlandırıldı.

Teksas'ta mekânlardan yararlanmak, yapım maliyetine 3 milyon dolar kâr sağladı.

Logan ile Jessica'nın ‘Aşk Dükkânı’ndan kaçmak için çıktıkları merdivenler, MGM ses sahnelerinden biri üzerinde podyuma çıkıyordu.

İhtiyar Adam, 1967 tarihli kitapta, Ballard adlı yan karakterin revizyonuydu. Ballard, yeraltında koşuculara yardım eden gizemli bir figürdü. Ayrıca, kitapta kılık değiştirmiş Francis olduğu ortaya çıktı. Yönetmen Michael Anderson, Richard Jordan'ın, Peter Ustinov'a dönüşmesinin mantıksız olacağını düşündü. Zira filmin olay akışına da karşıtlık oluşturuyordu. Ballard/Francis karakteri düşürüldü ve Yaşlı Adam ayrı bir karakter oldu. Kitapta, Ballard kırk iki yaşındaydı. Yönetmen Michael Anderson, böyle ayrıntıların, filmi yavaşlatacağını düşünüyordu. Ayrıca, zorunlu fesih yaşının otuz değil, yirmi bir olduğu kitapta, kırk iki görece yaşlıydı.

Yapımcı Saul David, filmi yapmadan evvel mülkiyeti, kitap haklarını bir seçenek olarak alan yapımcı Irwin Allen'dan satın aldı. Ne yazık ki Allen, efsanevî afet filmi Poseidon Macerası (1972) ve Yangın Kulesi (1974) ile mesleği doruğunda idi. Bu sebeple Logan’s Run’ı kolayca gözden çıkardı. Mülkiyet hakları sona erince, David yeni hakları üzerine aldı.
Dipnot: yapımcı David, Allen'ın güvenilir özel efekt uzmanı L.B. bu filmde Abbott, David Twentieth Century Fox'ta iken, 1960'larda, Esrarengiz Yolculuk (1966) ve Dünyayı Kurtaran Adam (1966) gibi filmler çekerken, Abbott da o filmlerdeki özel efektlerden sorumlu adamdı.

Film, William F. Nolan'ın ve George Clayton Johnson'ın romanının yayımlanmasından dokuz yıl ardından gösterime girdi.

Peter Ustinov'un karakterinin adı yoktur. Jenerikte, kedilerle yaşayan ihtiyar adam olarak geçer. Filmin ikinci yarısında, büyük bir yardımcı rol oynamasına karşın Ustinov, fragmanda görünmez.

Michael York, Farrah Fawcett'e Holly'yi oynamasını önerdi.

Yapımcı Saul David, Gülliver’in Gezileri’nin büyük ölçekli bir uyarlaması için Peter Ustinov, Michael York ve Jenny Agutter ile yeniden ekip oluşturacağını açıkladı; ancak bu gerçekleşmedi.

Yüz germe dükkânında lazerin amok çalıştığı sahne, Başka Gün Öl (2002) 'de kopyalandı.

İlkin film, George Pal tarafından yönetilecekti. Ancak bu zamana değin Pal, stüdyodan çoktan ayrılmıştı.

YENİDEN YAPIM

Henüz, yeniden yapım(Remake) üretilmemiş olsa da, 1990'lar ortasından, 2015'e değin nerdeyse sürekli bir yeniden yapım hususunda konuşuldu. 1990'lar ortasında, Warner Bros. filmin yeniden yapımını geliştirmeğe başladı. Nisan 2000'de, yönetmen Skip Woods, yeniden yapımı yazmak ve yönetmek için stüdyo ve yapımcı Joel Silver ile görüşmelere başladı. Yönetmen, Crazy Horse Mountain ve gökyüzü çingeneleri gibi unsurları restore ederek, romanı orijinal filmden daha yakın hâle getirmeyi planladı. Mart 2004'te, yönetmen Bryan Singer, Logan's Run'ı geliştirmesi ve yönetmesi için getirildi. Singer, önceki filmin yapım tasarımcısı Guy Dyas ile çalışmaya başlamıştı. X2 Senaryo yazarları Ethan Gross ve Paul Todisco, senaryoyu yönetmenle birlikte yazmaları için tutuldular. Film 2005'te gösterime girecekti. Ekim ayında yönetmen, Logan's Run'ı, ön görselleştirmeye başladıklarını belirtti. Bu proje, Superman Returns projesinin üretimi bitince, tamamlanacaktı.

Ertesi Aralık'ta, senarist Dan Harris, kendisinin ve yönetmenin Logan'ın Kaçışı için ilk taslağı hazırladıklarını söyledi. Harris, projenin daha da geliştirilmesinin, kendisinin de işbirliği yaptığı Superman Returns için üretim tamamlandıktan sonra Sydney'de gerçekleşeceğini söyledi. Senarist, yeniden yapımın orijinal filmden daha fazla aksiyon içereceğini söyleyerek, önermeyi "film ve kitabın yeniden yapımı" olarak tanımladı. Şubat 2005'te senaryo yazarı Christopher McQuarrie, Avustralya'da yapılacak çekimlerle birlikte senaryoyu yeniden yazmak üzere işe alındı. Şubat 2006'da, Logan's Run'ın üretime Eylül/Ekim 2006'da Vancouver'da başlaması planlandı. Sonraki Mayıs ayında, Singer'ın Logan'ın Koşusu'nu yönetme durumu, devam filminin Superman Returns'ün filme alınmasıyla ilgili zamanlama çatışmaları nedeniyle sorgulanabilir duruma geldi. Mayıs ayına gelindiğinde, Singer, Logan's Run'ı yönetmeyeceğini doğruladı ve işinin gerektirdiği bir tatil arayışına girdi.

Proje için yönetmenler Robert Schwentke ve James McTeigue ile iletişime geçildi. Ancak neticede hiçbiri anlaşma imzalamadılar. Ağustos 2006'da, Logan's Run'ın üretim ofisleri, 2008 gişe bombası Speed Racer'ın üretimi tarafından devralındı. Nisan 2007'de, yapımcı Joel Silver orijinal filmi yeniden yapma planını yineledi. Sonraki Temmuz'da, Silver, Singer'in ayrılışından bu yana projeye yeni bir yönetmen gelmediğini söyledi. Ağustos 2007'de, Joseph Kosinski'nin yeni yönetmen olarak işe alınması ve senaryo yazarı Timothy J. Sexton tarafından yazılan yeni bir senaryo ile proje yeniden canlandırıldı. Kosinski, Warner Bros.'a, düşük bütçesi stüdyoya hitap eden film için planını gösteren grafik sanatı ve canlandırmalı ön görselleştirme içeren bir sunum yapmıştı. Hiçbir ilerleme kaydedilmedi ve Kosinski, Tron: Legacy'yi (2010) yapmaya devam etti. Mayıs ve Haziran 2010'da, Carl Erik Rinsch yönetmenlik için işe alındı ve senarist Alex Garland filmi yazmak için işe alındı. Rinsch, zamanlama çakışmaları nedeniyle nihâyetinde projeden çekildi. Ağustos 2011 itibarıyla, Danimarkalı film yapımcısı Nicolas Winding Refn, başrolde Ryan Gosling ve Rose Byrne'ın yer aldığı yeniden yapımın yönetmenliğini senarist Andrew Baldwin ile birlikte üstlendi. Ekim 2012'de, Variety'den, Justin Kroll, Gosling'in artık projeye bağlı olmadığını tweetledi. Haziran 2013 itibarıyla, Bioshock serisinin yaratıcısı olan video oyunu geliştiricisi Ken Levine'in senaryoyu yazmak için bağlanacağı doğrulandı. 6 Nisan 2015'te The Tracking Board'dan, filmin son konseptinin bir kadın başrol üzerine kurulu olduğu ortaya çıktı.

DİZİ

1977-78 yılları arasında 14 bölüm oynadıktan sonra sebepsizce yayından kaldırıldı…

Logan'ın Kaçışı, T.V. dizisi, Gregory Harrison'ın, Logan 5 ve Heather Menzies'in Jessica 6 rollerinde oynadıkları bir proje olarak, 16 Eylül 1977'den, 16 Ocak 1978'e değin bir sezon, on dört bölüm sürdü, ABD televizyonu CBS-TV’den, DC Fontana, hikâye editörü olarak görev yaptı. Yanında, orijinal romanın yazarları yanı sıra Star Trek'ten birkaç başka yazar çalıştırdı. Dizinin pilot yapımcılığını kıdemli televizyon yapımcıları Ivan Goff ve Ben Roberts ile değiştirilen Saul David yaptılar.

Dizi ile film arasında birkaç fark var. Domes Kenti'nde, sakinleri avuçlarında can saati yoktur, Francis'in dışarda Logan'ı arayan arkadaşları vardır. Sandman silâhları sersemletici bir ayar ile ayarlanabiliyordu. Kent yapay zekâ tarafından değil, ihtiyarlar heyeti tarafından yönetiliyordu. Kente, ‘Kubbeler Kenti’ diyorlardı. Dış dünyada, Logan ile Jessica'nın etkileşime girebilecekleri pek çok insan vardı. Kent sakinleri aynı zamanda çok daha dünyevi görünüyorlardı ve sinematik meslektaşlarına göre dışarıda olmağa uyumluydular…

Film için tasarlanan aksesuarlardan bazıları dizi için yeniden kullanıldı, Roy Hayes Visual Effects, diziye özel görseller yaptı.

Dizinin son 3 bölümü, programın iptal edilmesi sebebiyle Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlanmadı. Ama Büyük Britanya'da yayınlandı. Ted Turner, MGM kütüphanesini iyileştirince, 80'ler sonlarında TNT'de yayınlandı.

Dizi, 2319'da geçiyor.

Dizi, Amerika’nın aksine İngiltere’de çok reyting getirdi.

Dizi, 1977 sonbaharında piyasaya sürüldüğünden beri, Yıldız Savaşları’nın büyük başarısından ve onu izleyen bilim kurgunun popülerliğinden ilham aldığı varsayılır. Gerçekte, Logan's Run’a dayanan bir dizi, Star Wars yayınlandığında, zaten geliştirme aşamasındaydı. Ancak ardından ortaya çıkan ilk S-F prodüksiyonlarından biri hâline geldi.

ÇİZGİ ROMAN

Marvel Comics, filmin hikâyesini uyarladığı, kısa ömürlü bir çizgi roman serisi yayımladı. Seri, yedinci kitapta iptal edilene değin sürdü.

Haziran 1990'dan, Mart 1992'ye kadar, Adventure Comics, Logan'ın Kaçışı ve Logan'ın Dünyası'nın, her biri altı sayı olan Barry Blair'in sanatıyla ilgili mini dizi çizgi roman uyarlamalarını yayımladı. Logan'ın Arayışı’nın vaat edilen bir uyarlaması asla gerçekleşmedi…

ROMAN

-Küçük Savaş'ın tohumları, 1960'ların ortalarında, gençlerin gücünü test ederken oturma eylemleri ve öğrenci gösterileriyle huzursuz bir yaz aylarında ekildi. 1970'lerin başlarında, Dünya'da yaşayan insanların yüzde 75'inden fazlası yirmi bir yaşın altındaydı. Nüfus ve bununla birlikte gençlik yüzdesi tırmanmaya devam etti. 1980'lerde, bu rakam, yüzde 79,7 idi. 1990'larda, yüzde 82.4. 2000’li yıllarda, tamamı aştı…

Logan'ın Kaçışı, William F. Nolan ve George Clayton Johnson'ın müşterek romanı böyle açılıyor. 1967'de yayımlanan roman, yirmi bir yaşına ulaşan herkesin ölümünü zorunlu kılarak, hem nüfusun, hem de kaynak tüketiminin dengede tutulduğu distopik, yaşlı bir gelecek toplumunu betimler. Hikâye, zorla suçlanan bir Sandman olan Logan'ın eylemlerini izler. Sandman’ler, temel kaide olarak, toplumun ölümcül talebinden(yirmi bir yaş üzeri yaşamama) "kaçan" yurttaşları bulup, infaz ederler.

   2116 dünyasında, birinin en çok yaşayacağı yaş sınırı yirmi birdir. Bu temel kaide katı biçimde yasalaştırılmıştır. Kişiler, bu yaşa erdiklerinde, ‘Son Gün’ (Last Day) denilen Atlıkarınca etkinliği ile topluca infaz edilirler. Eş zamanda kişilere haz gazı(Sleep Shop) verilerek, acıları meşrulaştırılır. Bir kişinin yaşı, her yedi yılda renk değiştiren sağ avucu içine gömülü palmiye çiçeği biçimli billurun aldığı renk ile ortadadır. Sarı (0-6 yaş), mavi (7-13 yaş), kırmızı (14-20 yaş), ardından ‘son gün’ kırmızı ve siyah yanıp, sönmeğe başlar; sonunda yirmi bir yaşında siyaha döner. Koşucular, bir Sleepshop'a rapor vermeği reddeden ve toplum kaidelerine meydan okuyarak, hürce yaşayabilecekleri yer olan Sanctuary'ye kaçarak, biçilmiş yazgılarından ıraklaşmağa uğraşırlar.

Logan 3, kalıtsal açıdan uygun olmayan biri dokunduğunda, kendini imha eden, seçilir mühimmatlı bir tabanca kullanarak, ‘Kaçaklar’ı avlar. Kendisi bir ‘Derin Uyku Operatörü’dür (Kum Adam da, denir) Kaçaklar, en çok vücut ısısını alan ve vücutta her acı sinirini ateşleyerek, hedefi öldüren 'Homer' adlı bir silâhtan korkarlar. Sandmen, melez bir dövüş sanatları türü olan Omnite'i uygular. Kendi son gününde, Logan, ‘Sığınak’ arayan kaçaklar için görünen bir yeraltı demiryoluna sızmak için bir Kaçak(Runner) olur. Zira özgün öykünün tamamında Logan bir anti kahramandır. Ancak Kaçak’lara karşı bir sempati geliştiriyor ve geleneksel bir kahraman imgesi hâline geliyor. Jessica 6, Logan'ın, Kaçak ağabeyi Doyle 10'u, katedrale kadar kovalar. Adama burada, gençlik evveli evre, "Yavrular" dan bir bağlantı, ona güvenmemesine karşın yardım eder. Başka bir Sandman ve Logan'ın arkadaşı olan Francis, Sanctuary'den önceki son bölüm alanına gelmeyi başardıktan sonra Logan ile Jessica'yı yakalar. Francis, gerçek kimliğinin, kaçışlarını düzenlemeye yardım eden efsanevi Ballard'a ait olduğunu açığa çıkarır. Francis, onlara aslında 42 yaşında olduğunu söyler. Rengini değiştirmeyen bozuk palmiye çiçeği ve plastik cerrahi dükkânlarını kullanması sebebiyle gerçek yaşını ve görünümünü gizleyebilmiştir. Çılgın At Dağı altına gömülü, küresel altyapıyı denetleyen bilgisayarın-yapay zekânın arızalanmaya başladığına ve bununla birlikte toplumun öleceğine inanmaktadır. Sığınağın, daha önce Mars yakınlarında terk edilmiş bir uzay kolonisi olan Argos olduğu ortaya çıkar. Logan ile Jessica, Florida'daki eski bir uzay programı fırlatma sahasından ayrılan bir roketle koloniye kaçarlarken, Ballard, başkalarının kaçmalarına yardım etmeği sürdürür…

Devam filmleri ve yan ürünler(spin-off) üzerine, Nolan, filmin gösterimi ardından sırasıyla, 1977 ve 1980'de yayımlanan, Logan’ın Dünyası ve Logan'ın Araması adlı iki devam hikâyesi yazdı. Ayrıca 2001 yılında, e-kitap olarak yayınlanan Logan'ın Dönüşü adında bir roman var. Diğer iki roman, Logan'ın Yolculuğu ve Logan’ın Düşüşü’nü, sırasıyla, Paul McComas ve Jason V Brock ile beraber yazmışlardır. Logan'ın Dünyası, Logan'ın Dünya'ya dönüşünü izleyen olayları, ilk romanda, sistemden kurtulanlar ve yıkıntılar arasındakileri ele alırken, Logan'ın Araması, Logan’ın, hükûmeti bir kez daha durdurmak üzere uzaylıların yardımlarıyla, gitmesini ele alır. Sistemden bazı küçük değişikliklerle de olsa, ilk romanda kaçtı. George Clayton Johnson, Jessica'nın kaçırılışının, külliyatın ardılı için devam öyküleri(Sequel) gelişimi olduğu belirtti. George Clayton Johnson'ın, 2015 Noel Günü'nde öldüğü esna hikâye henüz geliştirme aşamasındaydı. Çoğu ehlihibrelerce, roman, filmden daha iyi bulundu. Zira film yalnız romanın temel önermesini kullanır: Herkes belirli yaşta ölmelidir.

ARDIL ÖYKÜ

Logan ile Jessica, dört yıl boyunca Mars'ın yörüngesindeki bir uzay istasyonu, Argos'ta, (efsanevî Sığınak) üç bin Kaçak ile beraber yaşadılar. Jaq adında iki yaşında bir oğulları oldu. O esnalar Dünya’da, Ballard'ın kaçış güzergâhı, Sandmen’lerce keşfedildi ve Derin Uyku Operatörler’i tarafından yok edildi. Ballard, Crazy Horse Dağı'na kaçtı. Heykel altında yer altı mezarlarına gömülü, ‘Düşünen Kompleksi-Yapay Zekâ’yı sabote etti. Patlamada öldürülürken, bilgisayar ağını yok etmeyi ve dünyayı özgürleştirmeyi başardı.

Ballard'ın ölümüyle, Argos'a giden ikmâl gemileri durdu. Oradaki Kaçaklar, birkaç düzineden daha az olana değin altı yıl daha dayanmak zorunda kaldılar. Gıdaları tükendi. Veba patlak verdi. Nihayetinde bir avuç kaldılar. Ve Dünya'ya dönmek zorunda oldular. Logan, Jessica ve Jaq aralarındalardı. Logan ve ailesi, Washington DC'de, Potomac Irmağı boyunca, ‘Vahşi Doğa İnsanları’ adlı bir toplulukla anlaştı. Yaşam güçlükleri karşısında, çiftçilik yapmağı öğrenmek zorunda kaldı. Ama Jaq, ölümcül bir hastalığa yakalandı. Logan, oğlu için ilâç bulmak üzere gizlice Angeles Kompleksi'ne gitti. O gittikten sonra, çingeneler biri, annesini korurken, Jaq’ı öldürdü. Ve Jessica’yı kaçırdı. İlâçla döndüğünde, durumu gören Logan, bu kez karısını kurtarmak ve öldürülen oğlunun intikamını almak için yine yollara düştü…

Hikâye ilerledikçe, Golden Gate Köprüsü'nün paslı kabuğunda yaşayan kör mistiklerle tanıştı. New York Kompleksi'ne gitti. Nihâyet Crazy Horse Mountain'a geri döndü. Burada, Thinker'ın-Yapay Zekâ’nın, eski bir Deep olan Gant tarafından yeniden etkinleştirildiğini keşfetti. Logan'a, dünyasını yok etmesinden derin nefret duyan uyku ajanı Gant, onu tuzağa düşürmek için çingenelerden, Jessica'yı satın aldı. Logan ile Jessica’yla daha önceki koşullarda tanışan ‘Yavru’ lâkaplı genç bir kadın Mary, Gant'ın insanlığı yeniden köleleştirme planını alt etmelerine yardımcı oldu… Logan'ın bu romanda hâlâ Sandman silâhı kullanıyor. Esasında, Logan'ın böyle bir kutu silâhı var. Ardıl roman, Logan’ın Arayışı’dır…

Logan’s Run, ne roman, ne de çizgi roman olarak Türkçe’de yayımlanmadı. Dilerim, yayımcıların böyle niyetleri vardır yahut olur. Nitekim Logan’ın avantürleri, Türkçe olarak bilhassa ‘kıyamet sonrası’ tem’in yönelim patlaması yaşadığı zamanımızda, meselâ ciltli kapak, fildişi kâğıt cinsiyle yoğun ilgi görecektir…

Naçizane, nihâi bir metin kaleme almağa uğraştım. Başka yazılarda görüşmek üzere...