Zamanda Sıçrayan Kız - Toki o Kakeru Shōjo

SIÇRA MAKOTO! SIÇRA!

Zamanı geri alabilseydiniz, ne yapardınız? Nevi karşılığı olan sualin değişmeyen gerçekliği, somut bir olgu olmayan zamanın maddî, manevî tesirleri karşısında soyut edinimlere yönelen kişiyi, ömrünce yenilenen beklentiler dizisi karmaşasına bağımlı kılıyor. Erişkin dönemi itibariyle geçmişte yaşamağa başlayan, hep geleceği arzulayan ve ânı kaçıran, telâfisini salt ‘tüketim kültürü’ ile sağlayan yığınları karşılayan ‘çağdaş toplum’ elbet ‘zaman yolculuğu’ yapabileceğini düşünen kişilerden oluşur. Pentagon odaklı Amerikan sinema endüstrisinin, Dünya toplumlarına armağan ettiği nevi algı tuzağı, kültürel başkalaşımdan biridir. Çehresini, batıya yöneltmiş her ülke gibi genç nesli büsbütün ‘sanal gerçeklik’ içinde yaşayan, ananelerine bağımlı bildiğimiz, iktisadî ve teknik bağlamlarda ileri gelişmişlikte Japonya’da, bu durumdan ziyadesini aşkın mustarip. Esin mebdesi ‘disney’ olan anime’de olduğu gibi tüm kültürel imgeleri, etkinlikleri tamamen batı batısı tesirli bir anime film olan Madhouse yapımı, Zamanda Sıçrayan Kız - Toki o Kakeru Shōjo - 時をかける少女 , burada tetkik ettiğim tüm animeler ve filmler denli özü, sözüne başat kalan icraatlardan. Hikâyesi kökeni, Yasutaka Tsutsui'nin, aynı adlı romanına dayanmakla, farklı bir olay akışına ve karakter yapısına sahiptir. 1965'ten, 1966'ya değin tefrika edilen yapıt, dönemin ortaokul ve lise gençliğini hedef almış, 1967’de, tüm öyküler, roman biçiminde kitaplaştırılmıştır. 1983 yılında Nobuhiko Ōbayashi’nin yönettiği, gerçek oyuncularla çekilen filmi ve 2006’da Mamoru Hosoda’nın anime filmi olarak uyarlandı. Yönetmenliğini Mamoru Hosoda'nın yaptığı, senaryosu Satoko Okudera tarafından yazılan, 2006 yapımı duygusal, bilim kurgu anime filmi Zamanda Sıçrayan Kız, 15 Temmuz 2006 tarihinde sinemalarda gösterime girdi. Geniş kitlelerce olumlu karşılanarak, ‘Japon Akademi Yılın Animasyonu’ Ödülü dâhil olmak üzere pek çok ödüle değer görüldü. Anime, 26 Nisan - 26 Haziran 2006 tarihleri arasında Kadokawa Shoten'in, Shōnen Ace manga dergisinde, Ranmaru Kotone tarafından, anime filmin gösterimine yakın bir zamanda tefrika edildi. Bölümler daha sonra, 26 Temmuz 2006'da, tek cilt hâlinde toplandı. Manga, bazı küçük farklılıklarla, filmle eş hikâyeyi izliyor. Öykü, romanın ana ıraları Kazuko Yoshiyama ve Kazuo Fukamachi ile açılıyor ve Kazuko'nun uyanması üzerine sonsözüyle bitiyor. Ayrıca 1967 tarihli romanın kahramanı Yoshiyama Kazuko, anime filmde Makoto’nun, teyzesidir…

Makoto Konno
Dünya’nın en pahalı kenti Tokyo’da, Kuranose Lisesi'nde on yedi yaşında lise son sınıf öğrencisi Makoto Konno, sınav kâğıtlarını bırakmak üzere geldiği bir derslikte yerde kabuksu bir şeye basar. Eğilip, bakınca bunun cevize benzer bir nesne olduğunu görür sakarlığından yere düşer. Evine giderken, yokuş aşağı indiği taş döşeli yol bitiminde tren hattı geçmektedir. Raylar önüne inen bariyere çarpmamak için yavaşlamağı dener ancak bisikleti durduraçları(fren) tutmaz ve bariyere çarparak, demiryolu geçidine, üzerine gelen trene doğru fırlar. Anlayamadığı biçimde zamanda sürekli geriye sıçramağa başlayan Makoto, bu durumdan, Tokyo Ulusal Müzesi'de çalışan teyzesine söz eder. Teyzesi, ona,  bir nevi zamanda atlama, deyimi yerinde zaman yolculuğu yapma yetisine iye olduğunu açıklar.

Durumu lehine değerlendirmek isteyen Makoto, zamanı, çıkarına âlet etmeğe başlar. Okula geç kalmamak, çok iyi notlar almak, evde yemek pişirme sorumluluğundan kaçınmak ve sıkı dostları Chiaki Mamiya ve Kousuke Tsuda adında oğlanlar ile okul dışı eğlencelerini, meselâ bir ‘karaoke’ buluşmasını yeniden yaşamak için zamanı geri sarıp, durur… Başına buyruk eylemlerinin, başkalarını olumsuz etkilediğini anlaması uzun sürmeyecektir.

Makoto, en yakın arkadaşı Chiaki Mamiya'nın, beklenmedik aşk itirafı dâhil olmak üzere istenmeyen durumların olmasını önlemek için zamanı savurganca kullanır. Gittiği yerlerde karşılaştığı Chiaki’den kaçmak için zamanda sürekli sıçrarken, kolunda bir nevi sayaç ayrımsar. İlkin ne olduğunu anlayamadığı numaraların, zamanda sıçrayabilme haklarından kalanı gösteren bir dövme olduğunu fark eder. Kalan zaman sıçramalarını kullanmış olan Makoto, işleri herkes için düzeltmeğe uğraşır. Öte yandan Chiaki’den kaçarken, son zaman sıçraması hakkını kullanır. Diğer yakın arkadaşı Kōsuke Tsuda, yeni kız arkadaşı Kaho Fujitani ile okul çıkışı beraber gitmek üzere Makoto’nun bozuk bisikletini ödünç alırlar. Makoto, onları durdurmağa uğraşır; ancak son hakkını yeni kullandığından, başlarda kendine olduğu gibi yokuş bitiminde tren yoluna eren yokuşta hızla giden bisiklette, Kōsuke ile kız arkadaşının, trene çarpmalarını engelleyemez.

Makoto, onulmaz kederle, bir başına kalmışken, zamanın durduğunu ayrımsar. Matrix (1999) ‘eğitim uygulaması’ndaki gibi yolda kalakalmış topluluk arasından kendisine hitaben eril bir ses yükselir. Bu kişi, Chiaki Mamiya’dır. Ona, gelecekten gelen zaman gezgini olduğunu anlatır. Ceviz biçimli nesnenin, zaman yolculuğu için bir aygıt olduğunu açıklar. Cihazın tabiatına ilişkin ilimsel izahatlar getirdikten sonra, gelecekte yıkılacak olan Tokyo Ulusal Müzesi'de çalışan teyzesinin onardığı kadim bir tarihi eser olan tabloyu görmek ereği ile zaman sıçraması gerçekleştirdiğini belirtir. Ancak cevizi kaybettiğinden, geçici mühlet bu zamana hapsolmuştur. Üstüne, Makoto tüm sıçrama haklarını tükettiğinden, artık bu zamana mahkûmdur. Bu konuşma üzerine ortadan yiten Chiaki’ye âşık olduğunu anlayan Makoto, Chiaki'nin zamanı durdurmasının, son bir zaman sıçraması hakkı yarattığını keşfeder. 

Chiaki ile Makoto
Chiaki, Makoto son hakkı kullanmadan evvelki zamana dönmüştür. Makoto, son hakkını, güçlerini kazandıktan hemen sonraki âna dönmek için kullanır. Her şey, başa dönünce Chiaki, yeni bir zaman sıçraması hakkına nail olabilecektir. İlk zamanına dönen Makoto, Chiaki’ye, sağlam ceviz kabuğunu verir. Chiaki'nin kendi çağında tarihî resmi görebilmesi için eserin varlığını, güvence altına alacağına söz verir. Chiaki ayrılmadan evvel Makoto'ya, gelecekte onu bekleyeceğini söyler. Mecnunca âşık Makoto, onun gidişiyle, zamanla demlenmiş gözyaşlarını tutamaz ve haykırarak ağlamağa başlar…

ROMAN

1967 yılında, 65’den, 66’ya değin, aylık gençlik dergisi, yayımlanan öykülerin bütünleştirilmeleriyle oluşturulan romanda, ana ıramız bir ortaokul öğrencisi olan Kazuko Yoshiyama’dır. Birden bire tuhaf olaylar dizisi yaşamağa başlar. Okulda, sınıf arkadaşları Kazuo Fukamachi ve Gorō Asakura ile ders sonrası fen deneyliğini temizlerlerken, bir lavanta esansı duyumsar ve bayılır… Üç gün içinde korkunç bir depremde arkadaşı Gorō'nun evi yanarak, yıkılır. Ertesi sabah feci bir araba kazası geçirirken, Kazuko gözlerini yirmi dört saat evvelinde aralar; peşi sıra felâketler dizisi başlamadan öncesine dönmüştür. Günü yeniden yaşamağa başlar. Olacaklara karşı arkadaşlarını uyarmağa uğraşınca, ilkin kendisine inanmazlar. Ancak olaylar üst üste gelip, tam da kızın anlattığı gibi gerçekleşince, ona inanmağa başlarlar. Ne edeceklerini, kime gideceklerini bilemezlerken, hatırlarına fen öğretmenleri Fukushima gelir. Ona danıştıklarında adam, Kazuko’nun yetisini, ‘ışınlanma’ ve zaman sıçraması’ gibi örtük kuramlara dayandırır.

Roman
Olanları daha iyi anlayabilmek adına Kazuko, dört gün evveline gider. Deneylikte, yakın arkadaşı Kazuo kılığına bürünmüş gizemli bir genç adam ile karşılaşır. Gerçekte, Ken Sogoru adında, M. S. 2660’tan gelen bir zaman gezginidir. O zamanda olması sebebi, içtiği bir nevi uyuşturucu tesiridir. Ken, orda geçirdiği birkaç hafta boyunca Kazuko ile yakınlaşır; kız, ona âşık olur. Ancak Ken’in, kendi zamanına dönmesi gereklidir. Ayrılırken, Kazuko dâhil tanıştığı herkesin anlağında kendisine dair tüm imgeleri siler. Beriye çok zayıf bir ânı emaresi kalır. Kazuko, her lavanta esansı duyumsadıkça, kendisi ile yeniden buluşacaklarına söz veren gizemli bir adamın, zihni dehlizlerinden yükselen derin titremini işitir…

ANİME

Bir olgu nesne olarak ‘puding’ , girdiği kabın biçimini alan cıvık tüketim öznesi, zamanın akışkanlığı, kişinin yönelimleri, seçimleri doğrultusunda şekillendirdiği gidişatı temsili bir simge. Makoto’nun, buzdolabında ‘puding’ini tüketen kız kardeşi, simgesel olarak Makoto’nun ortaokul zamanları(romanda ortaokul öğrencisi ana ıra Kazuko Yoshiyama’ya gönderme) temsilidir. Esas mesele, buzdolabında ‘puding’’in eksilmesi, dokunulmadığı takdirde aynı kalıp, kalmayacağı yani bozulabilir oluşu yahut her bitişinde yerine yenisinin konulabileceği ve belki de yalnız bir kez yeneceği gibi olasılıklar karmaşasında gerçekleşen olguları geri alma, bir şeylerin bozulmalarını, yok olmalarını önleme doğrultusunda zamanın daima olağan seyirde mi işleyeceği, yoksa geriye dönük, dönüşümlü nitelikte telâfi edilebilirliği olabileceği üzerine varsayımlar düşüncesidir. Böyle sual imlerine karşılık aranan Makoto, karşılaştığı nihâyetleri sadece seçimlerinin biçimlendirdiği gerçeği ile en nihâyetinde yüzleşir.

Makoto’nun, zaman yolculukları için uygun devinirliğe erme uğraşı ile kazandığı devinirlik üzerine zamanda sıçrayışları, uzay zamanı biçimlendiren devinimin, bu tesire maruz kalan özdeğe, nesneye uygulanan erke ve devinirlik ile zamanın bir noktasına dönülerek, eylem gidişatının başkalaştırılabileceği düşüncesi üzerinden sonsuz olasılıklar evreninde yeni bir yarar ya da zarar mı yaratacağını bilinçsizliğinde, kötü olanı veya arzulanana yakın netice yaratması durumuna indirgenir. Ömrü nihâyetine yaklaşmış bir yıldızın, kendini içten tüketerek, şişip, çöküşü gerçekleştiğinde, uzay bölgede oluşan ve uzay zamanı bozan kara deliğin, olay ufkuna giren her şeyi, meçhûlüne çekişi denli zamanın asla geri alınmayacak, dünyevî algıda daima koşulsuz ileri akan saf bir karmaşa olduğu, bu sebeple sürecini tamamlayan akışa müdahâlenin olanaksız olduğu sonucunu doğurur. Uzay zamanı bozan kara delik denli Makoto’da, düşüncesiz müdahâleleri ile olguları birbirine karıştırarak, çevresine daha fazla zarar vermeğe başlar. Olay ufkuna dâhil olan herkesin gidişatını, olağan zaman doğrultusunda iyi olan neticelerden, gelişigüzel değiştirdiği zamanda kötü akıbetlere çeker. Makoto, zaman sıçraması için yitirdiği erkesini-buzdolabında ‘puding’i, geri kazanamaz ve olağan kargaşalardan oluşan zamanı hengâme silsilesine(tutarsız entropi yükselmesi) boğar.

Netice olarak anime, bizleri, sayısız devinimden oluşan evrenin devingenliğinin, etki ve tepki mevcudiyetinde, bir olgunun, diğerini yarattığı, ölümün, başka varoluşları filizlendirdiği bengü döngüde, zamanın asla geri alınamayacağı görüşü ile yüzleştirirken, zaman yolculuğu düşüncesini, imgesel bir duygusal simgeselliğe indirger.



Anime film, türdeşleri denli bolca alttan fetiş unsurlarla bezeli. Makoto’nun açıldı açılacak eteği altında gözüktü gözükecek külotu, dizleri bir buçuk karış üzerlerinde gri plili eteği altında uzun, kavisli bacakları bariz dişiliğini betimlerlerken, kısa saçları, çığırtkan titremi ve sürekli erkekler ile zaman geçirişi ona, açığa vurmaktan kaçındığı hassas yanını gölgeleyen ersi bir hava katıyor. Meselâ kızların sevimli tatlı yiyeceği ‘puding’ , uçarı kızımızın başlarda pervasız kaldığı, sonlarda bir türlü denetleyemediği zamanı temsili yanında, muzlu yahut çilekli oluşuna göre dişi saflığı ve özde eril kişiliği simgeliyor diyebiliriz. Ne umarsız erkeksi tavırları, ne de içten içe aşkı uğruna zamanda geriye sıçrayışlarıyla, olguları değiştirme çabası Makato’nun basit gerçeği ta ki nihâyete değin anlamasına yetmiyor…

İlgilisine;

Makoto'nun, zamanda sıçradığı sahnelerde alttan işitilen piyano müziği, Johann Sebastian Bach'ın, Goldberg Varyasyonları ilkidir.

Makoto, Kosuke'nin bisikletini ödünç alacağını telefonuna gelen ileti ile öğrendiğinde, bisiklet kilidinde, ‘Ma-ko-to’ diye 7-2-4 değerlerini girer. Bu rakamlar, Japon alfabesinde ‘rank’ rakamlarına atıfta bulunur(Ma = 7, Ko = 2, To = 4).